Teğmen, şimdi bunu konuşmaya zamanımız yok. | Open Subtitles | أيها الملازِم، ليس لدينا وقت للتحدث عن هذا الآن |
Ama tahminime göre buraya bunu konuşmaya gelmedin. | Open Subtitles | على الرغم من أنني أقترض أنّك لم تأتِ إلى هنا للتحدث عن هذا. |
bunu konuşmaya gelmedim. | Open Subtitles | أنا لا... أنا لم أجيء هنا للتحدث عن هذا. |
Bunu konuşmanın sırası değil. | Open Subtitles | ليس الوقت المناسب للتحدث عن هذا. |
Şu anda bu hakkında konuşmak için vaktim yok, ben Piper yardım gitmek zorunda. | Open Subtitles | ليس لدي وقت للتحدث عن هذا الآن علي الذهاب لمساعدة بايبر |
Bak, şu an bunu konuşacak zaman yok. | Open Subtitles | إسمع، إننا لا نمتلك وقتاً كافياً للتحدث عن هذا الأمر الآن. |
Bu konu hakkında konuşmak için öbür odaya gidebilirmiyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا الذهاب لغرفة اخرى للتحدث عن هذا ؟ |
Sanırım seni neyin rahatsız ettiğini konuşmak için iyi bir zaman değil şu an. | Open Subtitles | لا أظن هذا وقتاً مناسباً للتحدث عن هذا ما الذي كان يقلقك ؟ |
bunu konuşacak vaktim yok şuan. | Open Subtitles | ليس لدي وقت للتحدث عن هذا الآن |
Şu anda bunu konuşacak vaktim yok. | Open Subtitles | اسمع, ليس لدي الوقت للتحدث عن هذا الان |