Hakkında çok düşündüm, ve Onunla konuşmaya gittim. | Open Subtitles | فكرت فيها كثيراً , وذهبت إليه للتحدث معه |
Onunla konuşmaya gidiyoruz. | Open Subtitles | و التحرش الجنسي سنذهب للتحدث معه |
Bir düşündüm de onunla konuşmak istiyorsak bir tercümana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | كنتُ أفكر بالأمر.. نحنُ بحاجةٍ لمُترجم إذا كنّا سنذهبُ للتحدث معه. |
- Bak benden nefret ettiğini biliyorum, ama Onunla konuşmam gerek, lütfen. | Open Subtitles | أعلم من أنتِ - أعلم بأنك تكرهينني - لكني في حاجة للتحدث معه .. أرجوكِ |
Pekâlâ, şunları tut. Gidip onunla konuşacağım. | Open Subtitles | حسنا امسك هذا سأقوم الآن بالذهب للتحدث معه |
Dinle, seninle gidip onunla konuşurum. | Open Subtitles | حسناً، لأخبرك بشيء، سأذهب معك للتحدث معه. |
Ama sonra bir daha onunla konuşacak fırsatım bile olmadı. | Open Subtitles | و بعد هذا لم أحصل على فرصة ثانية للتحدث معه |
Bana inanmıyorsan git de konuş onunla. | Open Subtitles | اذا كنت لا تصدقينى ، أذهبى للتحدث معه |
Bırak onunla konuşayım, tamam mı? | Open Subtitles | دعيني اذهب للتحدث معه ، حسنا ؟ |
Bir suçu araştırıyoruz ve Onunla konuşmamız gerek. | Open Subtitles | نحن نحقق في جريمة قتل و بحاجه للتحدث معه |
Bu yüzden geldin merkeze, Onunla konuşmaya. | Open Subtitles | هذا سبب قدومكي للقسم للتحدث معه |
Onunla konuşmaya gidiyorum. | Open Subtitles | أنا ذاهبة للتحدث معه. |
Oh nerede olduğunu söyleme imkânınız var mı? onunla konuşmak benim için çok önemli. | Open Subtitles | أيمكنكِ أن تخبريني بمكانه، لأنني بحاجة ماسة للتحدث معه |
Sana bazı işler yaptığını biliyorum... dolayısıyla onunla konuşmak için izini istiyoruz. | Open Subtitles | أعلم أنه أنجز بعض العمل لك لذا أردت طلب الإذن منك لنا للتحدث معه. |
İçeride bir adamımız var ama onunla konuşmak için yardımınız gerekiyor. | Open Subtitles | لدينا عميل في الداخل لكننا بحاجة لمساعدتك للتحدث معه |
Onunla konuşmam gerektiğini söyle lütfen. | Open Subtitles | رجاءً أخبريه أنني بحاجة للتحدث معه |
Beni tanımaz ama Onunla konuşmam lazım. | Open Subtitles | لن يعرفني, ولكني أحتاج للتحدث معه. |
Gidip onunla konuşacağım. | Open Subtitles | حسناً, سأحاول الذهاب للتحدث معه |
Burada bekle. onunla konuşacağım. | Open Subtitles | إنتظري هنا سأذهب للتحدث معه فحسب |
Ben onunla konuşurum. | Open Subtitles | سأذهب للتحدث معه |
Bu gece babanla konuşma şansı bulabileceğinden emin misin? | Open Subtitles | هل تعتقدين حقا ً أنه ستُتاح لك الفرصة للتحدث معه الليلة؟ |
Bununla ilgili konuşmak için yanına gitmiştik ki aniden kuramı çürüttü. | TED | هكذا ذهبنا للتحدث معه حول هذا الموضوع وعلى الفور، أسقط النظرية |
Hadi gidip konuşalım onunla. | Open Subtitles | لذلك دعنا نذهب للتحدث معه. |