Şimdilerde ABD'de gösteriler var, bazı devlet istatistiklerinden tamamen kurtulmak için. | TED | هناك فعلاً تحركات في أمريكا الآن للتخلص من إحصائيات الحكومة كليًا. |
Elimizde bulunan aşırı miktarda esrardan kurtulmak için iyi bir yol. | Open Subtitles | ستكون هذه طريقة جيدة للتخلص من كل القنابل التي نكذب حولها. |
İçindeki o şeyden kurtulmak için ne yapman gerektiğini anlıyor musun? | Open Subtitles | تفهم ما يجب عليك فعله للتخلص من ذلك الشيء الذي بداخلك؟ |
Sadece ofisindeki bir casustan kurtulmak için üçlü bir cinayet ayarlayabileceğini düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل حقاً تظن بانه اعد لجريمة ثلاثية فقط للتخلص من جاسوس في مكتبه؟ |
Bu sıkıntıdan kurtulmak için, beynimiz haklı sebepler üretmeye başlar. | TED | للتخلص من هذا الشعور غير المريح، دماغنا يبدأ بالتبرير. |
Çünkü bu hastalıktan kurtulmak için uygulamamız gereken plan içinde birçok şeyi barındırıyor. | TED | لأن خارطة الطريق للتخلص من هذا المرض يتطلب الكثير من الأمور |
kablolu televizyon faturalarından kurtulmak için kullanıyorlar. | TED | كوسيله للتخلص من فاتورة قنوات التلفزه المأجوره الخاصه بهم |
Düne "geçmiş" mi diyorsun? Sığ insanlar bir duygudan kurtulmak için yıllara ihtiyaç duyar. | Open Subtitles | إن السطحيين فقط يحتاجون إلى شهور للتخلص من العاطفة |
Joe'dan kurtulmak için Frankie'yle önceden anlaşmıştım. | Open Subtitles | لقد قمت بالفعل بصفقة مع فرانكى للتخلص من جو |
O polisten kurtulmak için iyi bir plandı. | Open Subtitles | خطة جيدة للتخلص من ذلك الشرطي، اليس كذلك؟ |
Eğer sana yardımcı olmamı istiyorsan, baş ağrılarından kurtul. | Open Subtitles | إذا أردتني أن أساعدك للتخلص من هذا الصداع، |
Bütün paramı, kendini kâr amacı gütmeyen vakıflardan kurtulmaya adamış kâr amacı gütmeyen bir vakfa bağışladım. | Open Subtitles | كل المال الذي املكه سوف يتم التبرع به الى منظمة غير ربحيه مكرسه للتخلص من المنظمات الغير ربحيه |
Will'in senin tarafında olduğunu ve Diane'den kurtulmak için oy vereceğini sanıyorsun ama seni kandırıyor. | Open Subtitles | انت تعتقد بأن ويل بجانبك بانه سوف يقوم بالتصويت للتخلص من ديان ولكن انه يلاعبك |
Ama eğer şimdi gözümüzü kırparsak, bu tarihi hastalığı yok etmek için şansımızı sonsuza dek yitireceğiz. | TED | و لكن إذا أغمضنا أعيننا الآن، سوف نفقد إلى الأبد الفرصة للتخلص من مرض قديم. |
Tüm yolu, bir bıçaktan kurtulman için mi geldim? | Open Subtitles | هل جعلتينى آتي كل هذه المسافة للتخلص من هذه السكين ؟ |
Şimdi ise, bu şüphelerden sonsuza dek kurtulmama yardım edeceksin. | Open Subtitles | والآن ستقوم بمساعدتي للتخلص من تلك الشكوك مرة واحدة وللأبد |
Dibe vurduğumda, şeker bağımlılığımdan böyle kurtulmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | عندما اصل ادنى درجة عندها اخطط للتخلص من ادماني للحلوى |
O zaman çamurdan kurtulmamız lazım. | Open Subtitles | ثم لدينا فقط للتخلص من الوحل، أليس كذلك؟ |
Biliyor musun? Psikolojide bu koltuktan kurtulmanın bir yöntemi var. | Open Subtitles | أتعلم يافرايزر، هناك قاعدة نفسية سليمة للتخلص من هذا الكرسي |
Bu komünist piçi atmak için süper bir nokta. | Open Subtitles | هنا المكان المثالى للتخلص من تلك القذاره الشيوعيه |
Senin siyah götünden kurtulmam için oraya buraya silah koymama gerek yok. | Open Subtitles | أنا ليس مصنع فلدي أي بندقية للتخلص من الحمار الأسود الخاص بك. |
Propalid olayındaki kanıtları temizlemesi için, Agrius kesinlikle bu adamı tutmuş. | Open Subtitles | "اجريوس"استخدمته بالتأكيد للتخلص من ادله "بروبلايد" |
Kurbanı fark edilmeden ortadan kaldırmak için iyi bir yöntem. | Open Subtitles | إنها طريقة جيدة للتخلص من الجثة بدون ان يكشف أمرهم |