"للتسوّق" - Traduction Arabe en Turc

    • alışverişe
        
    • alışveriş
        
    • alışverişine
        
    • seçtiğiniz için
        
    • alış
        
    Bir arkadaşım vardı ve insanlar onu merak ettiklerinde arayıp alışverişe gitmek ya da garajlarını temizlemeye yardım etmek isteyip istemediğini sorardı. TED لدي صديق ممن إذا قلق الناس عليه، فإنّهم يتّصلون به ويسألونه إن كان يرغب بالذهاب للتسوّق أو أن يساعدهم في تنظيف مرأبهم.
    Hey, kim alışverişe gidip gelecek ayın birikmişlerini harcamak ister? Open Subtitles من يريد الذهاب للتسوّق و يخرّب ميزانيّة الشهر القادم ؟
    Önceki müşterisini bıraktıktan sonra kahve molası veren taksi şoförü şimdi bir önceki taksiyi kaçıran alışverişe giden kadını almıştı. Open Subtitles وسائق سيارة الأجرة هذا الذي استلم أجرةً مبكرةً وتوقّف للحصول على كوب من القهوة التقط السيّدة التي كانت ذاهبةً للتسوّق
    Bu mağazaların ortak noktası rahat bir alışveriş ortamı sağlamaları. Open Subtitles شيء واحد تجتمع عليه تلك المتاجر وهي بيئة مريحة للتسوّق
    Dubai AVM adlı bir alışveriş merkezleri var. O kadar büyük ki içinde taksiler var. TED لديهم مراكز تسوق هناك ، مركز دبي للتسوّق. إنّه كبير جدّا، لديهم سيارات أجرة داخل مركز التسوق.
    Oran'la alışverişe çıkmak hiç aklıma gelmedi. Open Subtitles عمرة مَا حَدثَ لي ان اذِهب للتسوّق مَع وهران.
    Sherry ile alışverişe çıkacak zamanı bir daha bulamayız. Open Subtitles هذا شيري الوقتِ الوحيدِ يُمْكِنُ أَنْ يَذْهبَ للتسوّق مَعي.
    -Daha sık alışverişe çıkmalıyız. Open Subtitles نحن يَجِبُ أَنْ نَذْهبَ للتسوّق سوية في أغلب الأحيان أكثر. نعم، أنا سَأَدْعوك.
    Hayır, sorun yok. Eğer benimle alışverişe çıkmak istemezsen, ben de kendim giderim. Open Subtitles كلا, إنه جيد, إذا كنت لا تريدين الذهاب للتسوّق معي سأذهب بمفردي
    Bugün alışverişe çıkmam lazım, ki bu en sevmediğim şey. Open Subtitles عليّ الذهاب للتسوّق اليوم، ولا أحبّ هذا البتّة.
    Şu ayrılığı atlatınca seninle alışverişe gidelim. Open Subtitles حسناً، عندما تتخطّين مسألة الانفصال، يجب أن نذهب للتسوّق.
    Onun için, alışverişe gideceğimizi söyleyeceğim. Open Subtitles سأخبرها أننا سنذهب للتسوّق من أجل الحفلة
    Benim manita da siyahi. Kakao yağı için alışverişe beraber gitmiyor muyuz? Open Subtitles ، إن سراويلي سوداء ألا تذهبون للتسوّق بهذه الطريقة؟
    Büyüdüğü zaman onu olabilecek en büyük alışverişe götüreceğim. Open Subtitles عندما يكبُر ، سوف آخذه للتسوّق في أكبر مركز تسوّق
    Sen de daha iyi olursan istersen alışverişe gideriz. Open Subtitles وإنكنتِقد تحسنتِ.. وتشعرين بالرغبة في الخروج، فلربما نأخذكِ للتسوّق
    Çünkü çok açım ve alışverişe gitmeye tırsıyorum. Open Subtitles عظيم، لأنّي أتضوّر جوعاً، و أخشى الذهاب للتسوّق.
    Çıktıktan sonra alışverişe, bira içmeye falan gidelim mi? Open Subtitles ربما يمكننا لاحقا لا أعرف الذهاب للتسوّق أو جلب جعة؟
    Benim yaşlarımdakiler için, alışveriş yapmaktan daha kötü bir şey olamaz. Open Subtitles في مثل سنّي، لا تبغض شيئًا كبغضك للتسوّق.
    ..bağırsan bile bugün alışveriş işini ben üstleniyorum. Open Subtitles سآخذك للتسوّق اليوم حتى ولوسحبتك بالرفس والصراخ
    O düğün alışverişine benimle geleceğine söz verdi. Open Subtitles لقد وعدني أن يرافقني للتسوّق من أجل حاجيات الزفاف
    Mega Mart'ı seçtiğiniz için teşekkürler. Open Subtitles شكراً للتسوّق في السوقِ الهائلِ.
    Sanırım, alış veriş ettim, demiştin. Open Subtitles إعتقدتُ بأنّك قُلتَ بأنّك ذَهبتَ للتسوّق.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus