Gerçekten, kendi hayatını beni öldürmek için feda etmeye hazır mısın? | Open Subtitles | هل أنت واقف أمامي بحق مستعد للتضحية بحياتك لتأخذ حياتي ؟ |
Asistanım olmak için her şeyini feda etmeye hazır mısın? | Open Subtitles | هل أنت مستعدة للتضحية بكل شيء في حياتك لتكوني مساعدتي؟ |
Bilirsiniz, orduda başkalarının kazanabilmesi için kendilerini feda etmeye istekli insanlara madalya veriyorlar. | TED | أتعلمون، في الجيش، يمنحون ميداليات للأشخاص المستعدين للتضحية بأنفسهم، لكي يفوز الآخرون. |
- Kendimi kurtarmanın tek yolu başka birinin hayatını kurban etmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي يمكنني أن أنجو بنفسي سيكون للتضحية حياة أخرى. |
Bir sanal gerçeklik araştırmasında, insanlar kadınlardan çok erkekleri kurban etmeyi istiyordu. | TED | وتشير إحدى دراسات الواقع الافتراضي، أن الناس أكثر استعدادًا للتضحية بالرجال عن النساء. |
Ama sevdiğin birini feda etmek inançlarını sınar. | Open Subtitles | لكن الأضطرار للتضحية بشخص تحبينه يضع معتقداتك تحت الأختبار |
Düşünüyordum da belki de şeker, bu fedakarlık için biraz fazla büyük. | Open Subtitles | كنت أفكر أن الحلوى ربما أنها كبيرة بما يكفي للتضحية |
İş dünyasında ise biz kazanalım diye başkalarını feda etmeye istekli insanlara bonuslar veriyoruz. | TED | في مجال الأعمال، نعطي منحا لأشخاص مستعدين للتضحية بالآخرين لعلنا نفوز. |
Başkan için kendi canını feda etmeye hazır birinin olması gerekir. | Open Subtitles | يجب أن يكون المرء مستعداً للتضحية بحياته من أجل الرئيس. |
Bu görevde adamlarının yaşamlarını feda etmeye hazır mısın? | Open Subtitles | استعدّ للتضحية بالحياة بأيّ من رجالك في هذه الحملة؟ |
Seni arkadaş olarak bile görmeyen biri için kendini feda etmeye hazır mısın? | Open Subtitles | مستعدة للتضحية بنفسك لأجل رجل لم يعتبرك صديقته؟ |
Sevgili Yahudi halkını kurtarmak için kendini feda etmeye gönüllüydü. | Open Subtitles | كانت مستعدة للتضحية بنفسها لانقاذ الشعب اليهودي الحبيب |
Bu kurtuluş uğruna canımı feda etmeye hazırım. | Open Subtitles | إنّي مستعدّ للتضحية بحياتي إن عنى ذلك تأمين عمليّة إنقاذ |
Bir puan kazanmak için bir mazlumu kurban etmeye her zaman hazırsınız. | Open Subtitles | انت دائما مستعدا للتضحية بأى مستضعف من اجل ان تكسب نقطة |
kurban etmenin asıl doğasını... asla anlamayacaksınız. | Open Subtitles | لن تفهم ببساطة أبداً الطبيعة الحقيقية للتضحية |
Gerçek şu ki biz hayatımızı kurban etmek için polis güçlerine katıldık. | Open Subtitles | والحقيقة هي أننا ننضم الى قوة الشرطة للتضحية بحياتنا |
Sen kendi hayatını kurban eden.. | Open Subtitles | أنك اوكلت مهمة قتلي الى رجل مستعد للتضحية بنفسه |
Ve onun kaybının öcünü almak için herşeyi yaparım, kendi hayatımı da feda etmek dahil. | Open Subtitles | وسأفعل أي شيء لأثأر لها حتى لو اضطررت للتضحية بحياتي |
Başkasını kurtarmak için kendini feda etmek şereftir. | Open Subtitles | إستعدادك للتضحية بنفسك لإنقاذ الأخرين شىء مشرف |
Şu açıdan baksan anlardın çocuklarımızı, kabilemizi, ve arkadaşlarımızı güvende tutmak üzerine kurulu evrimsel bir fedakarlık dürtümüz var. | Open Subtitles | بشكل تفهمه أكثر لدينا حافز تطوري للتضحية لنسلنا لقبيلتنا، لأصدقائنا لنبقهم على ما يرام |
Çoğunluğun iyiliği için kendini feda etme onuru her zaman küçük bir azınlığa düşmüştür. | Open Subtitles | لابد ان يسقط القليلون للتضحية لمصلحة الكثيرون أن العالم ليس مكان مثالي |
Genelde kazanmanın sırrı feda edecek doğru şeyi seçmek oluyor. | Open Subtitles | غالباً .. مفتاح النصر يكمُن في ..اختيار القطعة الصحيحة للتضحية بها |
Bir insanın, davası uğruna her şeyi ne zaman feda etmeyi arzuladığını anlarım. | Open Subtitles | أعرف متى يكون الرجل مستعداً للتضحية بأي شيء في سبيل قضيته |
Ama kalplerimizde, Tanrı'ya bir oda yapmak için, Fedakarlığa ihtiyaç duyarız. | Open Subtitles | لكن لكي نخلق مكانا للرب في قلوبنا للأبد نحتاج للتضحية |