Tam bir güven bağı kurduğunuza inandığınızda bir anda sizi bırakıverirdi. | Open Subtitles | تماماً عندما تظن بانك قد بنيت جسراً للثقة فإنه يتخلى عنك |
Tekrar bağ kurmamızı sağlayacağına inandığım küçük bir güven egzersizi. | Open Subtitles | هذا اختبار صغير للثقة والذي يجعلني أعتقد أننا سنتواصل ثانيةً |
Seni ülkeden çıkarmak için. Kimin güvenilir olup olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | . لكـي أخرجك من هذه البلد أعرفُ من يكون أهلاً للثقة و من غير ذلك |
en iyisi ise, insanların temelde güvenilir olduğuna dair inancım zarar görmedi. | Open Subtitles | والأفضل من هذا كله، مالم يصب بأذى هو شعوري بأن الناس أهل للثقة |
Bana güvenmek zorunda değilsin. Ama sana güvendiğimden kesin eminim. | Open Subtitles | لست مضطرة للثقة فيّ، لكنّي أعلم يقينًا أنّي أثق بك |
Bendeki mantık tereddüt etmez. Hâlâ güvenilmez olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | صوابي لم يتزحزح، وما زال لا يعتبرك أهلًا للثقة. |
Size verdiğimiz bu güvene layık olduğunuzu ve iyi niyet misyonunuzu başarıyla tamanlayacağınıza dair, dua ediyoruz. | Open Subtitles | نحن ندعي بأنك تثبت مدى إستحقاقك للثقة الموضوعة فيك وتكمل مهمتك بنجاح |
Tüm yaşadıklarımızdan sonra gerçekten de birine güvenmeye hazır mısın? | Open Subtitles | هل أنت مستعدة للثقة بأحد قابلناه بعد الذي عانينا منه ؟ |
güven için yeni tarif ortaya çıktı ki; güven bir kez daha insanlar arasında dağıtılıyor ve sorumluluğa dayanıyor. | TED | يتم ظهور وصفة جديدة للثقة التي هي مرة أخرى موزعة بين الناس وتعتمدُ على المساءلة. |
Salt-N-Pepa adımlarıyla dans etmek belli bir ölçüde güven ister. | Open Subtitles | تحتاجون وقتاً للثقة للرقص على أنغام الموسيقى |
Ki buda ilişkimizin temelindeki güven ihlaliydi . | Open Subtitles | وذلك إنتهاك للثقة التي قامت عليها صداقتنا |
Oval Ofis'te çalışmanız, bu krizle başa çıkabilme yeteneğimiz hakkında daha büyük bir güven duygusu sergileyecektir. | Open Subtitles | العمل من المكتب البيضاوي ربما يشكل مظهراً للثقة بالنفس في التعامل مع هذه الأزمة |
Artık gerçek ve güvenilir realistler olduğunuzu gösterdiniz. | Open Subtitles | ..الآن وقد برهنتما أنكما أهل للثقة وأنكما تؤمنان بالواقع |
Neil Patrick Harris'in güvenilir bir adam olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت أن نيل باتريك هاريس كان أهل للثقة |
Neil Patrick Harris'in güvenilir bir adam olduğunu düşünmüştüm. Yapma. | Open Subtitles | اعتقدت أن نيل باتريك هاريس كان أهل للثقة |
Bunu gördüm. Evet. Bu yüzden onun güvenilir, dürüst ve temiz olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | نعم، و هذه الشرارة جعلتني أظن أنه طيب و أهل للثقة و أمين و صحي |
Özel birime liderlik ettiğimi ve bana güvenmek için hiçbir nedeninin olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنني ،تزعمت فرقة المهــام وليس لديكِ سبب للثقة بي |
Anlatacak bir hayat hikayesi olmayanlara güvenilmez. | Open Subtitles | وإن رجلاً بلا قصة حياة يرويها وشمه، ليس أهلاً للثقة |
Haklısın. Pekala, güvene. | Open Subtitles | وجهة نظر معقولة حسناً إذاً، إكراماً للثقة |
İki ay sonra güvenmeye başlayacak mısın yani? | Open Subtitles | و هل ستعودين للثقة بي مرّة أخرى خلال الشهرين القادمين ؟ |
Öncelikle, saf çelikten oluşan ve güç ve güveni temsil eden süslü iki bıçak. | Open Subtitles | أولا، سكينين تتألف من غرامة الصلب مع تصميم المزخرفة كرمز للقوة، رمزا للثقة. |
Büyük olasılıkla, kafası karışık, tereddütlü, kendine güvensiz gibi şeyler içermeyecektir. | Open Subtitles | , انها ربما لم تتضمن , مشوش التفكير , متردد . فاقد للثقة بالنفس |
Babam beyin cerrahı, o nöbet diyorsa ben ona güvenirim. | Open Subtitles | أبي طبيب أعصاب، و هذا ما قاله أنه كان و أنا أميل للثقة بقوله ـ تلك لم تكن نوبة صرع |
Umarım insanlara güvenmenin bir yolunu tekrar bulursun. | Open Subtitles | أنا حقا آمل بأن تجدي طريقة للثقة بالناس مرة أخرى |
Sadece kendine güvenip inanmalısın. | Open Subtitles | أنت تحتاجين فقط للثقة والإيمان بنفسك |
Catherine sırrımızı koruyacağına yemin etti ama onu güvenemeyiz. | Open Subtitles | (كاثرين) أقسمت على الاحتفاظ بسرنا، لكنها ليست أهلا للثقة. |
Güvenilirsin ve iyi de bir insansın ama, candan değilsin. | Open Subtitles | انتي اهل للثقة و انسانة جيدة لكنك لستي جذابة و لا تهتمي بمظهرك |
Neden bana güvenebileceğini düşünmedin? | Open Subtitles | ماذا , هل تظنين بإنني لست اهلاً للثقة ؟ |
Şimdi dağınık güvenin suistimal edildiği durumları göreceğiz. | TED | الآن، سنرى حالات من الإنتهاك للثقة الموزعة. |