Ya telefonu kaldırırsınız ya da ellerinizi kaldırıp duvara dönersiniz. | Open Subtitles | إما أن تتصل، أو تضع يديك وراء ظهرك ووجهك للحائط |
Çünkü koltuğun beni duvara fırlattı ve son altı aydır hücre arkadaşım vardı. | Open Subtitles | لأن أريكتكِ قذفتني للحائط وكانت لديّ شريكة بغرفة السجن طوال الستّ أشهر الماضية |
Elleri havada,duvara dayanmış, çevresinde onca polis.. | Open Subtitles | لقد كان هناك ، الأيدي مرفوعة للحائط ملايين من الشرطة حول المكان |
Şimdi hepiniz duvara doğru dönün ve kollarınızı kafanızın arkasında birleştirin. | Open Subtitles | والأن وجوهكم للحائط وضعوا ايديكم فوق رؤوسكم |
Kağıt parayı duvar kağıdı yaptıracak kadar büyük. | Open Subtitles | أقصد,كبير بحيث تصبح النقود الورقية لا تساوي شيئا.تستخدم كورق للحائط |
Bunu önerdiğimde bir rahip gönderdim yüzünü duvara döndü ve bana aptal dedi. | Open Subtitles | وعندما اقترحت أن أرسل في طلب الكاهن أدار وجهه للحائط ودعاني بالحقير |
Şu an tek yaptığım, sen duvara doğru sürerken fren pedalı olmak. | Open Subtitles | كل ما أفعله الآن هو أن أكون دواسة كابحة لك بينما انت متجه للحائط |
Ancak sırtın duvara değdiğinde ve hiçbir çıkış yolu olmadığında nişanlanırsın mesela kızın hamile kalması gibi. | Open Subtitles | ما العبرة ؟ تفعلها لما يكون ظهرك للحائط ولامخرج لك من هناك كمثال أن تكون الفتاة حاملا |
Eğilin ve duvara yapışarak geçin. Kameraya yakalanırsak ne olacak? | Open Subtitles | إبقوا منخفضين وملازمين للحائط ماذا سنفعل لو رأونا؟ |
Ana orduyu duvara götüreceğim. Aileyi oraya getirin. | Open Subtitles | وأنا سآخذ الجيش الرئيسى للحائط وأحضر العائلة هناك |
Yerinizde olsam, infaz edeceğim biri duvara karşı sırtını verse aramızda kalsın, size küçük bir öneri. | Open Subtitles | لو أنني في مكانكم ، وكنت سأقوم بإعدام رجل يولي ظهره للحائط فنصيحة بيني وبينكم لا تجعلوه يقف أمام المصعد |
Sen orada oturacaksın, kapıdan uzakta, duvara doğru. | Open Subtitles | ستجلس هناك مواجهاً للباب ومديراً ظهرك للحائط |
Senin yanından yürüyeceğim. Sol tarafındaki duvara doğru yürümeni istiyorum. | Open Subtitles | عندما أمشى بجوارك ، أريدك أن تذهب للحائط الأمامى على يسارك |
Sana, seni çamaşır odasında duvara dayadığımı ve çenene yumruk attığımı. | Open Subtitles | لا أستطيع النظر إليك بدون أن أتخيل بأنى أدفعك للحائط |
Güzel arabalara, güzel giysilere, kadınlara veda eder, turuncu tulumunu giyer, soyadınla çok ilgilenecek mafya üyeleriyle duvara bozuk para atma oyunu oynarsın. | Open Subtitles | سوى بذلة عرض برتقالية تروجها للحائط مع حفنة من الفتية أصحاب الدار الذي سيتعمق في أسمك الأخير. |
Sen duvara dön, sadece sen bana bak. | Open Subtitles | حسناً، أنت وجهك للحائط وأنت أخبرني أنك تستطيع إصلاح هذا |
Sen daha duvara gitmeden seni yenmesini istemezsin. | Open Subtitles | لا تريد أن تسمعها تهزمك قبل أن تصل للحائط |
duvara dönün. Yüzler duvara. | Open Subtitles | تراجعوا للحائط وجهكم للحائط ، التصقوا به |
Aslında bir zehir ve başka bir dünyadan duvar aracılığıyla sızıyor. | Open Subtitles | فى الواقع إنه سم ويتسرب للحائط من عالم أخر |
Burada duvarı yakın plan görüyorsunuz 10 yağmur mevsiminden sonra, ben nasıl yaşlandıysam, duvarın da bazı kırışıkları oluşmuş. | TED | وهذه نظرة قريبة للحائط بعد عشرة مواسم من المطر. وكما كبرت في السن قليلاً ظهر بعض التغصنات على الحائط أيضاً |
İyice incelenmeden emin olamayız ama bu izler duvardan sektiğine işaret etmiyor. | Open Subtitles | حالياً، لا يمكننا التاكد حتي نقوم بفحص كامل ولكن هذه العلامات لا تبدو وكأنها خدوش تحدث من إصابة طلقة للحائط |
Yapabildiğimde, duvarımıza gidip ağlayacağım. | Open Subtitles | عندما كنتُ أستطيع, كنتُ أذهب للحائط. |