Şu numarayı yaz. Tüketici Eğlence Hizmetleri'nin 24 saat açık hattı. Yalnız acil durumlar için. | Open Subtitles | دوّن هذا الرقم، هو في الخدمة 24 ساعة للحالات الطارئة فقط |
Sana o anahtarı acil durumlar için verdim. | Open Subtitles | تعلمين أني أعطيتك المفاتيح للحالات الطارئة |
Tamam, acil durumlar için bende fazladan var. | Open Subtitles | حسناً, أنا أملك أضافي تعلم, للحالات الطارئة |
acil durumlarda ve yıldızlar için özel bir hattınız yok mu? | Open Subtitles | أليس عندكم خط مفتوح للحالات الطارئة والشخصيات المشهورة؟ |
Yıldırım, telsizi ve acil durum vericisini yaktı. | Open Subtitles | البرق خرب الراديو ومرسل الموقع للحالات الطارئة |
Bu numarayı sana sadece acil durumlar için verdim anne. | Open Subtitles | أعطيتكِ هذا الرقم للحالات الطارئة فقط يا أمي |
Bir çok olayda üstü kapalı olarak acil durumlar için kenara para zulaladığını söylemiştir. | Open Subtitles | لقد صرّح في كثير من المُناسبات أنّهُ يدخرُ بعض المال للحالات الطارئة. |
acil durumlar için bir şeyler biriktiyordum apendist patlaması ya da ilk bikinili buluşma ağdası gibi. | Open Subtitles | لقد كنت احتفظ ببعض المال للحالات الطارئة كـ إزالة الزائدة الدودية أو شراء شمع لإزالة الشعر للموعد الأول بالبكيني |
Yani, belki de sana acil durumlar için bir kravat almalıyız. | Open Subtitles | حسناً، ربما علينا أن نشتري لك ربطة عنق للحالات الطارئة. |
O asansörün sadece acil durumlar için olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعرف أن هذا الطابق للحالات الطارئة فقط؟ |
acil durumlar için özel bir yazilimim olabilir. | Open Subtitles | ربما لديّ مفتاح الرمز الرئيسي للحالات الطارئة. |
acil durumlar için kredi kartımı vermiştim. | Open Subtitles | أعطيته بطاقتي الأئتمانية أعتقدت .. للحالات الطارئة |
Annem bu kayıtları bu yüzden tutuyor. Bunun gibi acil durumlar için. | Open Subtitles | لهذا السبب تحتفظ والدتي بالسجلّات للحالات الطارئة كهذه |
Birkaç yıl oldu ama her ay acil durumlar için birkaç papel kenara koyuyorum sadece. | Open Subtitles | منذ بضعة سنوات، ولكني أدّخر بعض الدولارات كل شهر للحالات الطارئة فحسب |
Bunun olduğuna inanamıyorum. Her odada, dışarısıyla bağlantı kurmak için bir telefon var. Sadece acil durumlar için kullanılacak. | Open Subtitles | لا أصدق أن هذا يحدث "كل عنبر مجهز بهاتف للإتصال بالعالم الخارجي" "الهاتف للحالات الطارئة فقط" |
acil durumlar için tek yönlü telsiz kullanacağım. | Open Subtitles | سوف احتفض بمشوش من جهتي للحالات الطارئة |
acil durumlar için yanımda hep gofret taşırım. | Open Subtitles | دائماً أحمل بسكوت طاقة للحالات الطارئة |
acil durumlar için. Babam. | Open Subtitles | للحالات الطارئة |
Bunu sadece acil durumlarda kullanırım. | Open Subtitles | لا أستخدمه إلا للحالات الطارئة. |
Sadece acil durumlarda ara. | Open Subtitles | للحالات الطارئة فقط |
Yıldırım, telsizi ve acil durum vericisini yaktı. | Open Subtitles | البرق خرب الراديو ومرسل الموقع للحالات الطارئة |