Çok önemli dediler. Onu almak için tüm mayınlarımı sattım. | Open Subtitles | يقولون بأنّه مهم جدا بعت كلّ ألغامي للحصول عليه |
Sanki sadakat arıyor. Onu almak için herşeyi yapacakmış gibi... | Open Subtitles | وكأنها تتوق للشعور بالإيمان، تقوم بأي شئ للحصول عليه |
Onu almak için insan öldürmekten kaçınmayan insanlar. | Open Subtitles | انهم سعداء بما يكفي لقتل الناس للحصول عليه ، على ما أعتقد |
elde etmek için ne kadar kişinin hayatını mahvetmen umurunda değil yani? | Open Subtitles | وانت فقط لا تكترث كم عدد الاشخاص الذين قتلتهم بمحاولتك للحصول عليه |
Majesteleri reddedildikçe, elde etmek için çıldırıyor. | Open Subtitles | فما يتعصى على الملك يسعى بجنون للحصول عليه |
Bu adamı bulun. Size güveniyorum. Onu almaya çok uzaktan geldim. | Open Subtitles | وأعتمد عليك لإيجاد هذا الرجل جئت من مسافة بعيدة للحصول عليه |
Bunu almak için onu öldürdüm. | Open Subtitles | لذا قتلته للحصول عليه |
Taş orada olduğu sürece onun için cinayet işleyebilecek hazine avcıları var. | Open Subtitles | مادام الحجر هناك ثمة صيادو ثروات مستعدون للقتل للحصول عليه |
Onu almak için oralara kadar gitmediğin için mutlu ol. | Open Subtitles | لعدم اضطرارك للذهاب كل تلك المسافة للحصول عليه |
Muhtemelen Onu almak için onunla bir anlaşma yaptı.. | Open Subtitles | من المُحتمل ان يقوم بصفقة معه للحصول عليه |
- Onu almak için ne yaparlar? | Open Subtitles | ـ ما الذي سيفعلونه للحصول عليه. |
Ve Onu almak için buraya gelecek. | Open Subtitles | و سوف يأتي هنا للحصول عليه |
Ve Onu almak için buraya gelecek. | Open Subtitles | و سوف يأتي هنا للحصول عليه |
Her şeyden daha çok istediğin bir iş. Ve Onu almak için her şeyden vazgeçersin. | Open Subtitles | تستسلمي لكل شيء للحصول عليه |
Bunları elde etmek için Pentagon'dan birilerini bulmalısın. | Open Subtitles | أنت يجب أن تجد شخص ما في وزارة الدفاع الأمريكية للحصول عليه. |
Yine de, gerçeği öğrenmeyi ne kadar isterse istesin, elde etmek için bir rivayet yaratacağına inanmıyorum. | Open Subtitles | لازال , بقدر ماهو يريد الحقيقة بالكامل أنا لا أعتقد انه سوف يرتكب خدعة للحصول عليه |
Tek bildiğim, Blackheart'ın geliyor olduğu ve onu elde etmek için her şeyi yapacağı. | Open Subtitles | ما أعلمه هو أن القلب الأسود قادم و سيفعل أي شيء للحصول عليه |
Ondan bahsediyorsanız, sensei Onu almaya gitti. | Open Subtitles | ، إذا كنتِ تتحدثين عن ذلك فلقد ذهب الأستاذ للحصول عليه |
Haberci köpek yaralandı. Onu almaya dışarı çıktı. | Open Subtitles | كلب المبعوث جُرح لقد خرج للحصول عليه |
Onu almaya geliyorum. | Open Subtitles | أجيء للحصول عليه. |
Bunu almak için onu öldürdüm. | Open Subtitles | لذا قتلته للحصول عليه |
Bunu almak için onu öldürdüm. | Open Subtitles | لذا قتلته للحصول عليه |
Onaylanma bekleyen ıstıraplı bir sanatçıysa zihinde onun için tek bir çıkış yolu vardır. | Open Subtitles | ان كان هذا الرجل فنان معذب يبحث عن القبول في عقله قد يكون هناك طريقة واحدة للحصول عليه |