Bunun olmasını engellemek için gerçekleri öğrenmem gerek. | Open Subtitles | أنا بحاجة للحقائق لكي امنع ذلك من الحدوث |
Bütün bu gerçekleri saydıktan sonra sana soruyorum şu noktada bu dünyadaki tek dostun kim? | Open Subtitles | أن أسئلك , نظراً للحقائق من في مراعي الله الخضراء بقي صديقك الآن ؟ |
Bütün bu gerçekleri saydıktan sonra sana soruyorum şu noktada bu dünyadaki tek dostun kim? | Open Subtitles | أن أسئلك , نظراً للحقائق من في مراعي الله الخضراء بقي صديقك الآن ؟ |
Hauser gerçeklere, rakamlara ve çizelgelere önem verir. | Open Subtitles | هاوزر لا تستجيب سوى للحقائق و الأرقام و البيانات |
Ama kardeşim tatsız gerçeklere hiç zaman ayırmaz. | Open Subtitles | بالطبع,كاري لويس تقول أني حلمت بهذا كله ولكن شقيقتي لم يكن لديها الوقت أبدا للحقائق الغير مستساغه |
fakat öğrenmeye başladığım gerçekten ilginç olan şey şu: Kendinden Menkul gerçekler aramızdaki farklılıkları silmiyor; | TED | و لكن هذا ما بدأت تعلمه و كان حقا مثير للانتباه الاثبات الذاتي للحقائق لا تمحو الاختلافات بيننا |
Bir suç davasında çalışan bir dedektif olduğunuzu hayal edin ve birçok insanda gerçeklerin kendi versiyonları var. | TED | تخيل أنك محقق يعمل على لغز جريمة، وهناك العديد من الناس لديهم نسختهم الخاصة للحقائق. |
Bay Başkan gerçeklerle yüzleşmediğimiz için Pearl Harbor'da gafil avlandık. | Open Subtitles | سيدي الرئيس ما حدث في بيرل هاربور فاجأنا لأننا لم نستند للحقائق |
İyi bir hikaye için gerçekleri yoldan çekebiliriz. | Open Subtitles | لا يمكننا ان نسمح للحقائق بالوقوف فى طريق قصة جيدة |
Yalan söyleyen, hile yapan köpeklere iftira atan, gerçekleri çarpıtan pantolon değiştiren okulunuzda iyi eğlenceler. | Open Subtitles | تمتعوا بمدرستكم الكاذبه، الغشاشه الملطخه لسمعة الكلاب المظلله للحقائق و متبداله البناطيل |
Basmakalıp olmasını, gerçekleri önüme sermeni istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أي حيل أو سرد مطول للحقائق |
Soru sormayı bırakıp gerçekleri görmen gerek. | Open Subtitles | -عليك الكفّ عن طرح الأسئلة والنظر للحقائق |
Üzerinde kendinizce oynamalar yaptığınız gerçekleri kukla gibi üzerimde deniyorsunuz. | Open Subtitles | تختبر عليّ نسختك المشوهة للحقائق - كما لو كنت دميتك |
Tekrar söylüyorum, yalnızca gerçekleri gör. | Open Subtitles | أقولها لك ثانيةً,انظر للحقائق |
Evet, yetkimizde, uygun gördüğümüz takdirde standart kuralları uygulamak vardır, ...eşsiz bir dizi gerçeklere dayanarak. | Open Subtitles | نعم، ولكننا نطبق اللوائح كما نراه مناسبًا وفقًا للحقائق المعطاة |
Şu an, gerçeklere ihtiyacımız var. Tüm gerçeği bilmek zorundayız. | Open Subtitles | الآن، نحن بحاجة للحقائق نحتاج جميع الحقائق |
Biz de bunun gerçeklere faydasının olmayacağını tartışıyorduk. | Open Subtitles | تناقشنا حول أنّه لا يوجد أساس للحقائق |
gerçekler ancak anlaşılır, özlü ve doğru olduğunda değerlidir. | Open Subtitles | تكون هناك قيمة للحقائق عندما تكون واضحة و موجزة و صحيحة |
Al Bathra soruşturması bittiğinde gerçekler hakkında, bir kamu açıklaması olacak mı? | Open Subtitles | هل سيكون هناك بيان علني للحقائق عندما ينتهي التحقيق ياسيدي |
Al Bathra soruşturması bittiğinde gerçekler hakkında, bir kamu açıklaması olacak mı? | Open Subtitles | هل سيكون هناك بيان علني للحقائق عندما ينتهي التحقيق ياسيدي |
gerçeklerin gerçeğin önünü kesmesine izin verme. | Open Subtitles | لا تدعي أبدا للحقائق أن تقف في وجه الحقيقة |
İlk defa resmi terminoloji gerçeklerle örtüşüyor. | Open Subtitles | ...... فى الحال تتصرف قواتنا إستجابةً للحقائق |