"للخبز" - Traduction Arabe en Turc

    • ekmek
        
    • fırında
        
    • Ekmeğe
        
    Bir gün garaja bir ekmek kamyonetiyle geldi. TED وفي أحدِ الأيّام، جاء أبي إلى البيت بشاحنة نقلٍ للخبز.
    Bir ekmek arabası çaldım, ve Michigan caddesinde Michael'i takip ediyorum. George, bu senin hatan! Open Subtitles لقد سرقت حافلة للخبز وألاحق مايكل في شارع ميشيغان
    ekmek üreticisinin kin dolu bakışları altında hemen kaynaşmışlardı. Open Subtitles انهم على الفور المستعبدين على الكراهية المشتركة للخبز محمص مصمم.
    Bilardo masası yerine, ekmek örneğine geri dönelim. Open Subtitles بدلاً من طاولات البلياردو,دعنا نعود للخبز.
    Bu kadına, gerçekten ev işleri yapmadan ve fırında yemek pişirmeden ev işlerini ve fırında yemek pişirmeyi sevdiğimi göstermenin en iyi yolu. Open Subtitles نها الطريقة المثلى لجعل السيدة الكلبة تعرف أني أحب الخبز وأقوم بالأشياء المنزلية دون الحاجة فعلا للخبز أو القيام بالأشياء المنزلية
    Chul-soo sigara parası kazanır. Su-jin ekmek parası. Open Subtitles تربح سوجين مالاً للخبز ويربح شول سو مالاً للسجائر.
    Kutsal mekanımızda, ekmek ve şarap takdis edilince, ekmeğin bütün özünde, Yüce Lordumuz İsa'nın bedenine girerken değişiklik olur. Open Subtitles من تكريس الخبز والنبيذ في القربان المقدس هنا يحدث تغيير في المضمون الكلي للخبز إلى جوهر جسد المسيح
    Ve yumurtalı ekmek; biraz kuruydu. Open Subtitles وبالنسبة للخبز الفرنسي المحمص لقد كان جافًا لحد ما
    Yumurtalı ekmek yapmadaki mantık budur zaten. Open Subtitles .هذا التحضير الكامل للخبز المحمص الفرنسي
    Konuştuğu falan yok. Sürekli beni ekmek bıçağıyla kovalıyor. Open Subtitles ‫لا ترغب في الحديث ‫تطاردني فقط بسكين للخبز
    Bunca şeyin üstüne bir de yeni ekmek bıçağı almayı unuttum. Open Subtitles ثم لأزيد الطين بلة، نسيت أن أشتري سكيناً جديدةً للخبز.
    Chul-soo sigara parası kazanır, Su-jin ekmek parası. Open Subtitles يربح "شول سو" مالاً للسجائر، وتربح "سو جين" مالاً للخبز.
    - Sarımsaklı ekmek vardiyamı haber vereyim. - Selam. Open Subtitles اقدم نفسي لمناوبتي للخبز الثومي مرحباً
    Aslında, Dante gerçek mertebeyi anlamadan daha derin olan üç mertebeyi anlayamazsınız diyor, o yüzden burada gerçek ekmek hakkında konuşuyoruz. TED لقد قال " دانتي " لا يمكننا ان نستوعب المراحل الثلاث دون ان نعي جيداً المفهوم الادبي اذا سوف نتحدث عن المفهوم الادبي للخبز
    Ben onun yerine ekmek bileti istiyorum. Open Subtitles -أريد تذكرة للخبز. الحساء مُرِيع!
    Hoffman ekmek Fabrikası buralara çok yakın. Open Subtitles مصنع هوفمان للخبز ! انه بالقرب من هنا.
    Tabii, hatta yeni yumurtalı ekmek diyetine başlıyorum. Open Subtitles أجل، إنّي أبدأ حميةً جديدةً للخبز المحمّص الفرنسيّ. -من صديقكَ يا (تومي)؟
    Sabah 6'da uyuyorlardı ben de ekmek yapıyordum. Open Subtitles وكنت أجهز العجين للخبز.
    ''ekmek satıcısı olacağım'' diyordum. TED حسناً، سأعملُ موزّعاً للخبز"
    Kesin kız kardeşi Catherine fırında çalışıyordur. Open Subtitles بالتأكد التي تعمل أختها (كاثرين) في متجر للخبز
    - Koridorda yaptığın gibi. Çocukken sırf üzümlü kızarmış Ekmeğe olan anlamsız nefretin yüzünden aklınla mini fırını patlatmıştın. Open Subtitles عندما كنتَ صغيراً، فجّرتَ محمصةً ذهنيّاً، لمجرّد كرهكَ اللاعقلانيّ للخبز بالزبيب.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus