Korku, tehlike karşısında bir hikmettir, utanılacak bir şey değildir. | Open Subtitles | الخوف حكمة عند مواجهة الخطر هذا شيء لا يدعو للخجل |
Korku, tehlike karşısında bir hikmettir, utanılacak bir şey değildir. | Open Subtitles | الخوف حكمة عند مواجهة الخطر هذا شيء لا يدعو للخجل |
Ve biz enerjimizin, geldiği yerin utanılacak bir yer olmasından ziyade gurur duymalıyız. | TED | وينبغي أن نكون فخورين بالمكان الذي تأتي منه طاقتنا، بدلا من شيء نشعر بحاجة للخجل. |
Hiçbirinden Utanmana gerek yok. | Open Subtitles | ليس هنالك داعي للخجل من أيّة طريقة |
Bölgesel finallere kalmak utanç verici bir şey değil bence. | Open Subtitles | لا أعتقد أن الوصول للنهائيات شيء يبعث للخجل |
O, bu izlerin, gücümü ve yaşadığım her şeyi anımsattığını ve benim için utanacak hiçbir şeyin olmadığını söyledi. | TED | قالت أنها تمثّل تذكيراً لمدى قوتي وكلّ ما مررت به وليس هناك من شيء يدفعني للخجل. |
O utangaç kadınlar nereye gitti anlamıyorum. | Open Subtitles | اتسائل مالذي حدث للخجل مع الفتياة |
İkimiz de yetişkiniz. utanılacak hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا بأس, نحن بالغون لا يوجد هناك شيء للخجل منه |
homosexual ilişkide alan taraf olmak utanılacak bişey değil | Open Subtitles | أن يكون الشريك المقابل في علاقة شاذّ جنسيا انه ليس شئ يدعو للخجل |
çocuklar peniz boyu utanılacak birşey değildir. | Open Subtitles | هل تعلمون يا اولاد ,طول القضيب ليس شئ يدعو للخجل |
- Bunda utanılacak birşey yok. | Open Subtitles | كانت طالبة مجتهدة لا يوجد سبب للخجل من هذا |
Aslında bir noktada herkes bakirdir. Bu utanılacak bir şey değil. | Open Subtitles | فالجميع يكون بكراً في مرحلة ما فلايوجد مايدعوا للخجل |
utanılacak bir şey yok. Birçok erkek ailesiyle yaşıyor. | Open Subtitles | لا شيء يدعو للخجل يعيش الكثيرون من الرجال مع اهلهم |
Bunda utanılacak bir şey yok. | Open Subtitles | وبالمناسبة لا داعى للخجل من هذا |
Korkmak utanılacak bir şey değildir, Doktor. | Open Subtitles | لا شيء يدعو للخجل منه يا دكتور |
Hadi ama, benim yanımda Utanmana gerek yok. | Open Subtitles | هيا , لا داعي للخجل مني. |
Utanmana gerek yok. | Open Subtitles | لا داعي للخجل أو الإنكار. |
Anlıyorum. Utanmana gerek yok. | Open Subtitles | أن أتفهم , فلا داعي للخجل |
Ve beni etkileyen bir şeye çok benzer bir noktaya örnek verdi öyle ki, iş dünyasında ya da devlet içerisinde, uygulanması utanç gözükecek kadar önemsiz bir çözüm. | TED | وقد مرت بمثال شبيه لشئ قد فتنني لكونه شئ، في سياق الأعمال أو سياق الحكومة، سيكون ببساطة حلاً ساذجاً كما سيبدو مدعاة للخجل. |
Herkes bazen yalnız kalır, Trevor. utanç duyulacak birşey değil bu. | Open Subtitles | الكل يُصبح وحيدا ً يا "تريفور"، ذلك لا يدعو للخجل |
Herkes bazen yalnız kalır, Trevor. utanç duyulacak birşey değil bu. | Open Subtitles | ،"الكل يصبح وحيدا ً يا "تريفور ذلك لا يدعو للخجل |
Bunda utanacak bir şey yok. Bu çok doğal. | Open Subtitles | ليس هناك ما يدعو للخجل إنه أمر طبيعي جداً |
O utangaç kadınlar nereye gitti anlamıyorum. | Open Subtitles | اتسائل مالذي حدث للخجل مع الفتياة |