- Laboratuvara girmek için seninkini ödünç alabilir miyim? - Alamazsın, Ted. | Open Subtitles | هل أستطيع أستعارة بطاقتك للدخول الى المعمل لا أستطيع |
Tuzlanmış domuz arabasıyla düğüne girmek tek makul şansımız. | Open Subtitles | هذه كانت فرصتنا للدخول الى حفل الزفاف باستخدام عربة الخنازير المجففة |
Aslında, sanırım Korra'nın Ruhlar Dünyası'na girmek için nereye gitmesi gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة, أعتقد أنني أعرف أين ينبغي على كورا الذهاب للدخول الى عالم الأرواح |
Truvalı atlılar, kanıt odasına girebilmek için bir taksinin arka koltuğunun içine saklanmıştı. | Open Subtitles | الرجل حصان طروادة كان داخل الكرسي مخبأ داخل التاكسي للدخول الى مستودع الأدلة |
Joy yarışmaya girebilmek için son hamlelerini yapıyordu. | Open Subtitles | كانت جوي تصنع اخر محاولاتها للدخول الى المهرجان |
Tommy'nin bilekliği VIP alanına girmek için taranmış. | Open Subtitles | سوار تومي تم مسحه لتوه للدخول الى قاعة كبار الشخصيات |
Mülküme girmek için iznini almam lazım. | Open Subtitles | و انا علي الحصول على اذنه للدخول الى ملكيتي |
- Bakımevine girmek için ona ihtiyacın vardı, | Open Subtitles | ـ إحتجته للدخول الى المستشفى الخاص |
Evine girmek için yardıma ihtiyacım var. | Open Subtitles | - أنا فقط أحتاج للمساعدة ... للدخول الى شقته ... |
Evet tabii, odana girebilmek için en iyi yolun cinayetler olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | نعم أنا وجدت أن جريمة القتل هى أفضل طريقة للدخول الى غرفتك فى المستشفى |
Yetki bizde olsaydı, belki evine girebilmek için izin çıkarttırabilirdim. | Open Subtitles | حسناً، لو تعمقت في ذلك، ربما أستطيع الحصول على نذكرة للدخول الى منزلها |
Görünüşe bakılırsa bu şeye girebilmek için bir kimlik kartı gerekiyor. | Open Subtitles | من الواضح انك تحتاج الى بطاقه شخصيه للدخول الى هنا |