Bize yardım edebilirsiniz. Beyler, bayanlar Paniğe gerek yok. Rotamızda ufak bir değişiklik var sadece. | Open Subtitles | قم بمساعدتنا ليس ثمه شيئآ يدعو للذعر هناك تغير طفيف فى مسارنا |
Paniğe kapıImana gerek yok. Sadece olasıIıkları gözden geçirmek için. | Open Subtitles | ليس هناك سبب للذعر أريد فقط إستبعاد بعض الأشياء |
Ancak Paniğe gerek yok. Birlikte olarak bunu atlatabiliriz. | Open Subtitles | ولكن لا داعي للذعر بوسعنا تخطي هذه المحنة بالتكاتف سويًا |
sakin ol, panik yapma. Seni kurtaracağım. Gel haydi. | Open Subtitles | أبقِ هادئة، لا داعى للذعر سنخرجِك من هنا. |
panik olabilirdi ya da sadece tuşlara basacaktı. | Open Subtitles | وقالت إنها يمكن داعي للذعر أو أنها يمكن أن اكتب فقط. |
Ama paniklemeye gerek yok. | Open Subtitles | لكن ليس هناك داعٍ للذعر. |
panikleme. Devam et. Kamera 2, yaşlı kadına yaklaş. | Open Subtitles | لا داعى للذعر حرك كاميرا 2 لتركز على السيدة العجوز |
Federal yetkililer konuyu araştırdıklarını fakat şimdilik Paniğe gerek olmadığını açıkladılar. | Open Subtitles | السلطات الفيدرالية يقولون أنهم يبحثون في الأمر و لكن لايوجد سبب حالي للذعر |
Rahibe Therese dışarıda, etrafta devriye geziyor. Paniğe gerek yok. | Open Subtitles | الأخت تريسا في الخارج تنظم الشبكة, لا داعي للذعر |
Lütfen sakin olun. Paniğe gerek yok. | Open Subtitles | رجاء ضبط النفس ليس هناك ما يدعو للذعر |
Paniğe lüzum yok dostum. | Open Subtitles | يا عزيزى انصت ليس هاك ما يدعو للذعر |
Paniğe gerek yok. Bunun çözümü basit Frasier. | Open Subtitles | حسناً لا حاجة للذعر هناك حل سهل بذلك |
- Polis katili! - Paniğe gerek yok. | Open Subtitles | ـ يا قاتل الشرطة ـ لا يوجد داعي للذعر |
panik yapmayın, Bu sadece bir önlem. | Open Subtitles | لا داعي للذعر , أنها ليست سوى تدبير احترازي. |
Dinle, panik yapma sakın, her şey kontrolüm altında. | Open Subtitles | اسمعي لا داعي للذعر لقد تعاملت مع الموقف. |
panik yapmaya gerek yok çünkü Cumartesi günü oynamamız gereken bir maç var. | Open Subtitles | ليس هناك سبب للذعر لأن مازلنا نملك مباراة للعبها يوم السبت |
Kenara çek. panik yapma. | Open Subtitles | إسحبي إلى الجانب ياإلهي لا داعي للذعر ، لا داعي للذعر |
Ben, panik yapmana gerek yok ancak boğa kamyona inatla binmiyor ve sakinleştirici silahlı iki adam az önce birbirlerini vurdular, bunu kayıtlara geçireceğim. | Open Subtitles | لا أظن أن هذا سبباً للذعر ، لكن الثور مازال يرفض الصعود إلى الشاحنة والرجلان الذان يحملان بنادق التخدير أصابا بعضهما البعض لذا سأهرب |
İyi değil tabii ama şimdilik panik yapmaya gerek yok. | Open Subtitles | الوضع غير مثالي، لكن لا داعٍ للذعر بالوقت الحالي |
Tamam, paniklemeye ayıracak vakit yok. | Open Subtitles | حسناً , لا وقت للذعر |
- panikleme, sorun yok. | Open Subtitles | -كل شيء على ما يرام لا داعي للذعر . |