| Başkana ve sana bu yönetim için hâlâ faydalı olduğumu göstermek. | Open Subtitles | لكي أثبت لك و للرئيسة بأنّي ما زلت ثروة إلى هذه الإدارة |
| Yani Başkana doğrudan erişim yetkisi. | Open Subtitles | هل هذا يعني وصولاً مباشراً للرئيسة |
| Bu Başkana kalmış bir karar. | Open Subtitles | حسنا، ذلك راجع للرئيسة |
| Sen... 20 dakika sonra Başkanın basın sözcüsü bir açıklama yapacak. | Open Subtitles | أنت.. بعد 20 دقيقة من الآن السكرتيرة الصحفية للرئيسة ستقوم بإعلان |
| Başkanın en sık görüştüğü kişilerin yarısı da öyle. | Open Subtitles | يبدو الأمر كما لو كان نصف الناس على خاصية الإتصال السريع للرئيسة |
| - Başkan Yardımcısı olarak, kendi isteğimle şüphelerini hafifletmeğe karar verdim. | Open Subtitles | , وكنائب للرئيسة قررت أن أهدئ من شكوكه بنفسى |
| Başkana zararı olabilecek durumlardan dolayı. | Open Subtitles | أسوأ قرار يمكن للرئيسة إتخاذه |
| Başkana rapor vermem gerek. | Open Subtitles | أحتاج لتلخيص الأمر للرئيسة |
| Tamam, Tony. Bunu Başkana iletmem gerek. | Open Subtitles | حسناً، (توني)، عليّ أن أنقل هذا للرئيسة |
| Başkanın acil durum planını biliyoruz ama bu infazı yapacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | حسنٌ، نعرف أن للرئيسة خطة للطوارئ ولكن هذا لا يعني أنها عاقدة العزم على تنفيذها |
| Başkanın ölümünün intikamını alacak mısın? | Open Subtitles | سننتقم للرئيسة المرحومة |
| Karşında Andrew Keane. Halef Başkanın tek oğlu. | Open Subtitles | (أقدّم لك (آندرو كين الابن الوحيد للرئيسة المنتخبة |
| Bu Başkan için, seçim kampanyasındaki atlama tahtalarının orta batıdaki birkaç durağından biri olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك العديد من محطات التوقف للرئيسة بما أنها تحاول الرفع من أصواتها في الحملة الانتخابية |
| Onu doğrudan Başkan'a götürmeliyim. Başkasına değil. | Open Subtitles | يجب أن أخذها للرئيسة فوراً وليس لأحداً اخر |