Zaten Gitmeye niyetim yoktu, zam yapması için blöf yaptım. | Open Subtitles | لم أكن أخطط حقاً للرحيل , كل ما أردته الزيادة |
ve tatiliniz başlaması için buradan Gitmeye istekli olduğunuzu biliyorum, | Open Subtitles | ولأنني أعرف أننا جميعاً متشوقون للرحيل عن هنا وبدء عُطلتنا، |
- gitmek için hazır değilim. - Sabah size rapor verecektim, şef! | Open Subtitles | ـ أنا لست مستعدا للرحيل بعد ـ كنت سأخبرك بهذا أيها القائد |
Eğer oraya geri dönersen, gitme gücünü artık asla bulamayacaksın. | Open Subtitles | إن عدت هناك، لن تكون قويًا بما فيه الكفاية للرحيل. |
Yakında uzaklara gitmem gerekecek. Bu yüzden fırsatım varken, onu görmek istiyorum. | Open Subtitles | لكنني مضطر للرحيل قريبا لذا أريد أن أراه ما دمتُ أستطيع |
Kaynaklarımız tükenmişti, elimizde başka davalar vardı ve ayrılmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | ثم استنفذنا مواردنا كان لدينا قضايا اخرى لذا كنا مضطرين للرحيل |
Rimmer, mahkuma hücresine dek eşlik et ve 04:30'da Ayrılmaya hazırlan. | Open Subtitles | ريمر,رافقي السجين الى زنزانته واستعدي للرحيل في 4.30 |
İşte, toplanmış Miami'ye Gitmeye hazırız derken, ne oluyor? | Open Subtitles | ها نحن إنهينا جميع الإجراءات ومستعدون للرحيل إلى ميامي، وماذا يحدث؟ |
Gitmeye hazır olana kadar seni yeniden görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا ارغب ان اراك ثانية, حتى تكون مستعدا للرحيل |
Borçlarım bittiğindeyse, Gitmeye hazırdım. | Open Subtitles | عندما دفعت جميع القروض، كنت مستعداً للرحيل |
Şimdi gidiyorum ve Gitmeye hazır olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | سوف أرحل الأن أمتعتي جاهزة و مستعدة للرحيل |
Meraklanmayın, biz onu koruruz. Gitmeye hazır mısın? | Open Subtitles | لا تقلق، سنبقيه في مأمن، هل أنت جاهز للرحيل ؟ |
sU AN iyi tiplere benziyorlardi ama ben Gitmeye hazirdim. | Open Subtitles | ألان لقد بدو لطفاء بما يكفى , لكننى كنت مستعد للرحيل |
O burada değil. Gördüğün gibi ben de gitmek üzereyim. | Open Subtitles | إنها ليست هنا، وأنا بطريقي للرحيل كما ترين |
Bana sadece bir dakika ver ve bende gitmek için hazır olayım. | Open Subtitles | لتمهليني بعض الوقت وسأكون مُستعدّاً للرحيل. |
Avcılar başka bir yere gitmek ve bir kez daha cansız olan bu okyanusu aramak zorundalar. | Open Subtitles | ستضطر المفترسات للرحيل لمكان آخر للبحث من جديد في هذا المحيط المفتوح غير واضح المعالم. |
Vaziyet boka sarmadan önce, buradan gitme şansımızı kullansak iyi olacak galiba. | Open Subtitles | أعتقد من الأفضل لنا إنتهاز الفرصة للرحيل قبل أن تصبح الأمور غريبة |
Aklın başına gelip de benimle gelene kadar buradan bir yere gitmem. | Open Subtitles | لا لن أترك هنا حتى يكون عندك أحسس بما فيه الكفاية للرحيل معي |
Eh, bir gün ayrılmak zorunda. Gerçekleri görmeliyiz. | Open Subtitles | حسنا سيضطر للرحيل فى وقت ما يجب ان نواجه ذلك |
Ayrılmaya hazır olduğunuzda buraya dönün. | Open Subtitles | عودوا لهذا المكان عندما تكونوا جاهزون للرحيل |
- Teşekkür ederim, efendim. - Yola çıkmaya hazır mısınız, Albay? | Open Subtitles | شكراً لك يا سيدى هل أنت مستعد للرحيل , أيها العقيد ؟ |
Hey, senin kim olduğunu bilmediğimize göre, yakınlarda bir zamanda gitmeyi düşünüyor musun? | Open Subtitles | ها تخطط للرحيل في أي وقت قريبا؟ |
Peki sen farkındamısın, gitmen için 5 günden daha az bir zaman kaldı? | Open Subtitles | أتدركين أن لدينا أقل من خمس أيام حتى نضطر للرحيل |
Hanımefendinin gidecek yerleri var. | Open Subtitles | سأستأذنك للرحيل.. السيدة لديها أماكن تذهب إليها |
-Teşekkür ederim, efendim. -Yola çıkmaya hazır mısınız, Albay? Hayır, teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً لك يا سيدى هل أنت مستعد للرحيل , أيها العقيد ؟ |
Bir hoşça kal bile demeden şehirden ayrılmayı düşünmüyordun ya? | Open Subtitles | .. أنت لم تخطط للرحيل من المدينة بدون إلقاء الوداع , صحيح ؟ |