Kamu sağlığı ve tarım teşviki arasındaki çatışma kurulda bitiyor. | Open Subtitles | هذا الصراع بين الصحة العامة والترويج للزراعة صراع خارج الحدود |
böylece tarım için bir çok alanda, bir çok su kullanıyoruz | TED | نحن نستخدم الكثير من المياه والأراضي للزراعة. |
- çiftçilik yapmak için hayvan yetiştirmek için, ve aile kurmak için güzel bir yer. | Open Subtitles | في الغالب الأرض طيبة للزراعة وتربية الماشية, وتربية الأسرة |
Büyükbabam sana buranın çiftçilik için en iyi yer olduğunu söylememi istiyor. | Open Subtitles | يرغب جدي في أن أخبرك بأنها الأرض الأمثل للزراعة |
Bu alanın tarıma elverişli hale getirilmesiyle 146 milyar insan beslenebilirdi. | Open Subtitles | ، تحول للزراعة هذه المنطقة تغذى . حوالى 146 بليون شخص |
İşlenmemiş ekilebilir arazisi var ama fazla değil, Hindistan alan açısından oldukça kısıtlı. | TED | فلديها بعض الأراضي الصالحة للزراعة ولكنها ليست بالكثيرة، فالهند لديها ندرة في الأراضي. |
O sırada, alıcı nakil için hazırlanır. | TED | بواسطة إبْرَة. في غضون ذلك، يستعد المُتلقي للزراعة. |
Ta ki bu taş duvarı örüp, tarlaları ekime hazır hale getirene kadar. | Open Subtitles | إلى أن نبني هذا الجدار الحجري ونُحضّر الحقول للزراعة |
Tarımın sürdürülebilir methodları, üçüncü dünya ülkesi için gerekli. | Open Subtitles | اجراءات محتملة للزراعة في دول العالم الثالث |
biz ayrıca bir çok atmosfer kullanıyoruz tarım için | TED | ونستخدم أيضا الكثير من الغلاف الجوي للزراعة |
Yeryüzü alanın %40'ı tarım için temizlendi | TED | أكثر من 40 بالمئة من أراضي الكوكب موجهة للزراعة. |
Buharlaşan su, tuz birikimine yol açtı, bu da toprağı tarım yapmak için çok tuzlu hale getirdi. | TED | ترك تبخّر المياه رواسب معدنية مما جعل التربة مالحة جداً للزراعة. |
Bununla birlikte aynı zamanda hâli hazırdaki aynı miktar tarım alanını da tuzlanma ve erezyonla kaybediyoruz. | TED | مع أننا في ذات الوقت نفقد كمية مساوية من الأراضي الصالحة للزراعة بفعل التصحر و التعرية. |
Tropik ormanların geniş alanları tarım için kullanılıyor. | TED | تستخدم المساحات الواسعة من الغابات الاستوائية للزراعة. |
Şimdi ihtiyacımız olan yeni, radikal bir tarım kavramı, yiyeceğin gerçekten lezzetli olduğu bir tarım kavramı. | TED | فالذي نحتاج إليه اليوم .. مفهوم جديدٌ جذرياً للزراعة نظام يكون فيه طعم الطعام جيدٌ فعلاً |
Öbür 50 aşağı kısımda ejderhayla kalıp çiftçilik ve balıkçılık yapmış. | Open Subtitles | والخمسون الآخرون بقوا مع التنين للزراعة والصيد في الأراضي المنخفضة. |
Daha da önemlisi 2000 hektarlık verimli araziyi size vermeye hazır çiftçilik için huzur içinde. | Open Subtitles | اكثر من ذلك فهو موافق على وهب خمسة آلاف آكر من الارض الخصبة للزراعة |
Daha da önemlisi 2000 hektarlık verimli araziyi size vermeye hazır çiftçilik için huzur içinde. | Open Subtitles | اكثر من ذلك فهو موافق على وهب خمسة آلاف آكر من الارض الخصبة للزراعة |
Ve aslında kısa zaman öncesine kadar tarıma ve kalkınmaya yol açmak için bataklık kurutmak konservasyonun gerekliliği olarak görüldü. | TED | وفي الواقع، كان يعتبر تجفيف المستنقعات لإفساح الطريق للزراعة و التنمية الحضرية جوهر المحافظة على الحياة منذ وقت ليس ببعيدٍ. |
Çin, aslında tarıma uygun arazi miktarı bakımından kısıtlı durumda ve çok büyük su kaynağı bulunabilirlik meseleleri var. | TED | الصين مقيدة بمساحات محدودة متاحة للزراعة ولديها مشاكل ضخمة متعلقة بتوفر مصادر المياه. |
Dünya üzerindeki ekilebilir tüm toprağı temsil eden bir kareye dönüştürün. | TED | تحويله إلى مربع يمثل جميع الأراضي الصالحة للزراعة على كوكب الأرض. |
Kişi başına düşen ekilebilir arazilerimizin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde düştüğünü biliyoruz. | TED | نعلم أن الأرض الصالحة للزراعة للفرد الواحد في تناقص مستمر في كل من الدول المتقدمة والنامية. |
Bu kısmın nasıl kötü kesildiğine bakarsak böbreğin nakil için uygun olacağından bile şüpheliyim. | Open Subtitles | واستنادا إلى مدى ضعف أستئصال الجانب أشك في أن العضو المستأصل يصلح للزراعة |
Tarlalarımız ekime hazır ama ekecek tahıl tohumumuz yok. | Open Subtitles | وحقولنا متأهبة للزراعة لكن لا بذور بحوزتنا |
Tarımın sürdürülebilir methodları, üçüncü dünya ülkesi için gerekli. | Open Subtitles | اجراءات محتملة للزراعة في دول العالم الثالث |
Fakat, hayal kırıklığına uğradım çünkü bu süreç sadece organ bağışı yapanlar için işliyordu. | TED | ولكن خاب أملي لأفهم هذه العملية متاحة فقط للّذين تبرعوا للزراعة |