Ama çocuklara kara büyü büyücüsü olmayı öğretmek tamamen çılgınca. | Open Subtitles | ذلك مذهل لكن تعليم الأطفال كيف يصبحون سحرة للسحر الأسود |
Hayır, hayır. Orklar büyülüdür, büyü de, Süpermen'in zayıf noktasıdır. | Open Subtitles | . لا , الأوركس وحوش سحرية و سوبرمان معّرض للسحر |
Şansına küs ki, Karanlık Olan bu dünyada sihir yok. | Open Subtitles | لسوء حظّك أيّها القاتم فلا وجود للسحر في هذا العالَم |
Yani kafese sihir girebilir. Kayıp cadıyı çağırma büyüsünü hatırlıyor musun? | Open Subtitles | لذا القفص يسمح للسحر أن يدخل ، هل تذكرين التعويذة لنستدعي ساحرة ضائعة ؟ |
Evet, bilirsin, benim aklıma bornozlar içinde yaşlı adamlar geliyor, büyünün içindeki gerçekliği anlatan falan. | Open Subtitles | أجل ، أتعلم ، أنا أتخيل فقط مجموعة من الرجال الكبيرين في العمر يرتدون الرداء . يعطون محاضرات في الآثار المعنوية للسحر |
Will, sende hiç bir sorun yok. Özel olmak için büyüye ihtiyacın yok. | Open Subtitles | ويل , لا شئ يعيبك أنتِ لا تحتاجين للسحر لتكوني مميزة |
Mmm . Herkesten daha iyi bilmen lazım, Sihrin bedeli vardır. | Open Subtitles | يفترض أنّك تعرف أكثر مِنْ أيّ أحد أنّ للسحر ثمناً دائماً |
Daha önce bana büyü yapılmamıştı. Bugüne kadar beni bilmeyenlerin dünyasında olmamıştım. | Open Subtitles | لم يسبق أن أتعرض للسحر من قبل و لم يسبق أن كنت في مكان لا يستطيع أحدهم التعرف عليّ |
büyü için gerekli üç şeyi söylüyor zamanlama, hissetme ve ayın evreleri. | Open Subtitles | تتكلم عن ثلاث عناصر للسحر توقيت, شعور, وأشكال اكتمال القمر |
Londra ve Paris'te, göze bilimden ziyade büyü gibi gelen elektrik ve ışık efektleriyle bilim adamlarını ve mühendisleri hayretler içerisinde bıraktı. | Open Subtitles | في لندن وباريس, ابهر العلماء والمهندسين من برق وتأثير كهربي كان اقرب للسحر من العلم |
Biliyorum, büyü pazarı çok küçük ama. | Open Subtitles | سوق صغير للسحر ولكن. حسناً .فكري في الأمر |
Tüketimin tarafından tüketiliyorsun bu da kötü amaçla büyü yapmana neden oluyor. | Open Subtitles | إنكِ ستهلكين بسبب أسرافكِ وهذا كله بسبب استخدامكِ السيء للسحر |
büyü sana sökmüyor olabilir ama daha fazlası var bende. | Open Subtitles | ربما تكون منيعاً للسحر ولكن لديّ أكثر من ذلك |
Kimi insanlar dünyada güzellik ve sihir kalmadığına inanır. | Open Subtitles | يؤكّد البعض زوال الجمال من العالم. لا وجود للسحر. |
Bir şeyi henüz anlamıyor olmamız, ortaçağa gerilememiz, sihir ve peri masallarından bahsetmemiz gerekiyor demek değildir. | Open Subtitles | لا يعني أن علينا أن نرتد للعصور المظلمة، ونعزو الأمر للسحر والقصص الخيالية. بالواقع، هذا ما سوف نفعله تحديداً. |
sihir engelleyici bir sınır. | Open Subtitles | الواجب الدراسيّ الأوّل: محيط مضاد للسحر. |
Evet bu ölüm aktarımı olayında bu kartlar kara büyünün hedefini belirliyor. | Open Subtitles | , هذه التعويذة هي لنقل الموت و هذه الأوراق توضح الهدف للسحر الأسود |
Sen kralın vesayeti altındasın. büyüye olan nefretini herkesten iyi biliyorsun. | Open Subtitles | طبقاً لقانون الملك، أنت تعرفين كراهيته الشديدة للسحر أكثر من أية أحد |
Ses: Ay Sihrin en güçlü sembollerinden biridir. | TED | صوت: القمر واحد من الرموز الأقوى للسحر. |
Ona çıplak ellerimle boynunu kırabilecek kadar yaklaştıktan sonra sihre ihtiyacım olmayacak. | Open Subtitles | لن أحتاج للسحر طالما أستطيع الاقتراب منها كفايةً لأدقّ عنقها بيديّ المجرّدتَين |
büyüyü saygıdeğer hâle getirebilmek ve savaşta lehimize kullanabilmek için geldim. | Open Subtitles | لقد أتيتُ لهُنا لأُعيد للسحر أحترامه وأُقدم بعض الدعم فى الحرب. |
Hiçbir zaman sihire karşı koyamadın. | Open Subtitles | أنت تعلم أنك لم تكن يوما كفئا للسحر |
Peki, izin vermek için büyük tasarım sadece bir parçasıdır sihirli etkisi ancak ele değil | Open Subtitles | حسناً ، إنه فقط جزء من الترتيب كي يسمحوا للسحر أن يؤثر لا أن يأخذ |