Ben zamanda kısa bir yolculuk için izin aldım 60 yıldan fazla olan bu ölü adamın hafızasını görmek için. | Open Subtitles | اخذت تصريح للسفر عبر الزمن لوقت قصير لأرى هذا الرجل فى ذاكرتها منذ 60 عام |
Zamanda yolculuk pencereleri sanal madde dönüştürücüleri gördük. | Open Subtitles | لقد شاهدنا ، نوافذ للسفر عبر الزمن نواقل سيبرانية |
Dünya bilim adamları hâlâ Einstein'ın zaman yolculuğu teorilerini tartışıyorlar. | Open Subtitles | علماء العالم ما زالوا يناقشون نظريات إنيشتاين للسفر عبر الزمن |
Şuna bak. Wells deneyi zaman yolculuğu için erken bir denemeydi. | Open Subtitles | الق نظرة على هذا التجربة كانت مجرد محاولة للسفر عبر الزمن |
Zaman yolculuğunun bir etkisi olabilir. | Open Subtitles | أنا قلقة من أنه أثر سلبي للسفر عبر الزمن |
Ama zamanda yolculuk için, bundan 2,000 kez daha hızlı gitmek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | ولكن للسفر عبر الزمن ، يجب أن نسرع أكثر بـ 2,000 مره |
Işık hızına yaklaşarak, saatimizi yavaşlatmak, belki de zamanda yolculuk için, en uygun yöntem olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون الإقتراب من سرعة الضوء أكثر الطرق الواعدة للسفر عبر الزمن عن طريق إبطاء ساعاتنا |
Şu anda on tane önemli teori, zamanda yolculuk için olası metotları tartışıyor... | Open Subtitles | لذا سأبحث عنه. يوجد اكثر من عشر نظريات رئيسية حول الطرق الممكنة للسفر عبر الزمن. |
Zamanda yolculuk cihazı hepimizi 65 yıl öncesine götürdü. | Open Subtitles | أرسلنا جهاز للسفر عبر الزمن جميعاً 65 عاماً إلى الماضي أنا أريد العودة إلى بيتي، |
Zamanda yolculuk cihazı hepimizi 65 yıl öncesine götürdü. | Open Subtitles | أرسلنا جهاز للسفر عبر الزمن جميعاً 65 عاماً إلى الماضي. |
Zamanda yolculuk cihazı hepimizi 65 yıl öncesine götürdü. | Open Subtitles | أرسلنا جهاز للسفر عبر الزمن جميعا 65 عاما إلى الماضي. أريد أن أعود إلى بيتي، |
Bu bilişsel zaman yolculuğu biçimine sıklıkla geçmiş ya da gelecek olarak yöneliriz. | TED | ونجد أنفسنا في ذلك الوضع الذهني للسفر عبر الزمن الي الماضي أو المستقبل في كثير من الوقت. |
Girdap Manipülatörü... ucuz ve berbat zaman yolculuğu. | Open Subtitles | بواسطة متلاعب زمني طريقة رخيصة و رديئة للسفر عبر الزمن |
Haydi oradan, tam zaman yolculuğu tipi. Beyaz sakallıdır, gözlük takar, pipo içer. | Open Subtitles | هيا، إنه العرض التجريبي للسفر عبر الزمن لحيةٌ بيضاء، ونظارات، وغليون |
Zaman yolculuğu cihazı arıyoruz, roket değil. | Open Subtitles | بكريّة مدعمة بداسر من الديوتريوم والتريتيوم نحن نبحث عن أداة للسفر عبر الزمن وليس صاروخاً |
Zaman yolculuğu aygıtı hepimizi 65 yıl geriye gönderdi. | Open Subtitles | أرسلنا جهاز للسفر عبر الزمن جميعاً 65 عاماً إلى الماضي. |
Ama onların başka planları vardı. Zaman yolculuğu makinesi bizi 65 yıl geriye gönderdi./ | Open Subtitles | الة للسفر عبر الزمن ، أرسلتنا 65 عاماً للوراء |
Zaman yolculuğunun berbat bir yolu, ama evren artık küçük. | Open Subtitles | "بواسطة المتلاعب الزمني الخاص بـ "ريفر طريقة رديئة للسفر عبر الزمن لكن الكون قد تقلص الآن. |
- Zaman yolculuğunun yan etkileri. | Open Subtitles | الآثار الجانبية للسفر عبر الزمن. |
Zaman yolculuğunun yan etkisi var mı? | Open Subtitles | أيوجد آثار جانبية للسفر عبر الزمن؟ |
Zaman seyahati geçidi bizi 65 yıl geriye gönderdi. | Open Subtitles | أرسلنا جهاز للسفر عبر الزمن جميعاً 65 عاماً إلى الماضي. |
Şanslıyız ki, zamanda yolculuğun başka bir yolu daha var. | Open Subtitles | لحسن الحظ هناك طريقة أخرى للسفر عبر الزمن |