Meclis başkanıyla ilgili komik şarkı için gençlik kültürü referansları yazmakla meşguldük. | Open Subtitles | نحن كُنّا مشغولين بكتابة مراجع الثقافةِ للشباب في أغنية مضحكة حول المتكلّمِ. |
Bu kilisemde gönüllü gençlik danışmanlığı yaparak öğrendiğim az bir şey. | Open Subtitles | إنه شيء صغير تعلمته من خلال التطوع كمستشار للشباب في الكنيسة |
Orası bütün Avrupa'dan gelen genç müzisyenler için. 22 yaşından büyük olamıyorsun. | Open Subtitles | إنه للشباب من كل أنحاء أوروبا لن تكوني أكبر من 22 سنة. |
Bunu yaptığım için bir yıl hapsedildim bir değerlendirme merkezinde. Aslında bir gözaltı merkeziydi. Gerçek bir hapishaneydi gençler için. | TED | لأني قمت بذلك، تم سجني لعام في مركز التقييم، والذي في الحقيقة كان مركز الحبس الاحتياطي. كان سجن ظاهري للشباب. |
Görünüşe göre o ve karısı gençlere göre bir mekanda dans ediyorlarmış. | Open Subtitles | على ما يبدو أنه هو وزوجته خرجوا للرقص في ملهى مخصص للشباب. |
çocuklara narkotiğin ne kadar kötü olduğunu anlatıyormuş. | Open Subtitles | و لا يهمك منظبطا انو كان مايك عم يعطين درس للشباب لمنع الشرب |
Savaş gençlerin ölmesi ve yaşlıların konuşmasıdır. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | ان الحرب عبارة عن موت للشباب وتحدث للكهول , انت تعلم هذا |
Gençliğin, şefkatli bir yaşam stilinin dinamizmini, meydan okumasını hissetmesini istiyorum. | TED | أرغب في أن يكون للشباب نوع من الحيوية ، حيوية و تحدي المتمثل في نمط الحياة الوجدانية. |
Bu varacağımız yerdir ve daha önce dediğim gibi, sonsuz gençlik sırrının yarasa kalıtlarında yattığına inanıyorum. | TED | هذا مانريد أن نسبر أغواره، وكما قلت سابقا، أعتقد بأن السر للشباب الدائم يكمن في جينوم الخفافيش. |
O ay Mogadishu'da olma nedenim aslında bir gençlik ve girişimcilik zirvesine ev sahipliği yapmaktı. | TED | سبب وجودي بمقديشو في ذلك الشّهر كان للإشراف على مؤتمر لقيادة و ريادة الأعمال للشباب. |
Üniversiteye hazırlık programı kapsamında, Philadelphia'daki Ulusal gençlik Toplantısı'na katılmıştım. | TED | خلال برنامج إعدادي في الجامعة كنت عضوا في المجلس الوطني للشباب في فيلاديلفيا. |
Ve 2005te ortaklarla fiziksel engelli genç ve yetişkinlere ekstrem sporlara katılabilmeleri için kâr amacı gütmeyen bir dernek kurdum. | TED | وفى عام 2005 أسست منظمةً غير ربحيةٍ للشباب والراشدين من ذوي الإعاقات الجسدية كى ينخرطوا فى الأحداث الرياضية |
Genellikle, Gando'dan bir genç adamın para kazanması için köyden ayrılarak şehre gitmesi, bazen ülkeden ayrılması gerekiyor ve bazıları hiç geri dönmüyor ve topluluğu zayıflaştırıyor. | TED | عادة, للشباب الصغار من غاندو ليحصل على مال يجب عليه ان يغادر الريف للمدينة, أحياناً يغادر البلاد وبعضهم لا يرجع أبداً ليحول هذا المجتمع إلى أضعف |
Bu, genç insanlar için dünyadaki en büyük organizasyonlardan biri. | TED | هي واحدة من أكبر المنظمات في العالم للشباب. |
Koruyucu aileden sonra geçiş döneminde gençler için barındırma projesi, | TED | هذا منزل مخصص للشباب وتم تعديله لدار حضانة |
Yani gençler için geçimlerini sağlamak kolay değil. | TED | ذلك جعل لقمة العيش ليست بهذه السهولة للشباب. |
Boston Belediye Başkanı Menino'ya göre şehrin en büyük sorunlarından biri gençler için uygun fiyatlı konutun olmaması. | TED | العمدة مينينو في بوسطن يقول إن نقص الإسكان بأسعار معقولة للشباب هو أحد المشاكل الكبرى التي تواجهها المدينة. |
Bu yüzden bu cihazları gençlere sunan yönetmelikler için şimdi harekete geçme zamanı. | TED | ولهذا حان وقت التحرك، من أجل وضع قوانين تُعالج إغراء وجاذبية هذه الأجهزة للشباب. |
Baba, bende çocuklara yarın geceki turnuvada onlara, günlerini göstereceğimizden bahsediyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أقول للشباب أننى سأضطر لسحقهم فى المباراة الكبرى غداً ليلاً |
Noah ve Amy Jeremy'e gençlerin takıldığı güzel yerleri gösterebilirler. | Open Subtitles | يمكن لإيمي أن تعطي جيريمي بعض الإرشادات عن الأماكن الجميلة للشباب |
Benim için, yalnızca Gençliğin kendisi.. | Open Subtitles | ..بالنسبة لي.. ألشباب. ..الحقيقة الخالصة للشباب |
Bu yüzden Pyongyang'daki erkeklere özel bir üniversitede öğretmen ve misyoner olarak görev aldım. | TED | ولذلك تظاهرت انني معلمة و مبشرة في جامعة للشباب فقط في العاصمة بيونغ يانغ. |
İki bekar erkek bir bara gider bir iki tek atıp, biraz oyun oynayabiliriz. | Open Subtitles | هي الفرصة المثالية للشباب ليتصرفوا بحريتهم ليذهبوا الى بار,يشربوا بضعة اقداح من البيرة,يدخلوا في مغامرة ربما |
anlamaya calışıyorum. Resme bu şekilde bakarsanız çalışmalarımdaki gençleri | TED | عندما تنظر لصورة من هذا القبيل، للشباب الذين هم في دراستي .. |
Kendi hayatlarından korkmayan ve beni sıkıştırmayan erkeklerin olduğu yere o yüzden taşındım zaten. | Open Subtitles | لهذا انتقلت هنا حيث يمكن للشباب اللطيف مغازلتي بدون خوف على حياتهم |
Ne kadar özgüvensiz biri olduğumu ve ikide bir evde erkeklerle yattığımı söylememiştin. | Open Subtitles | لأنك لم تخبريني أبداً مدى ما أنا عليه من عدم الثقة او حول ما انا عليه كبوابة للشباب طيلة الوقت |