ama ortaya koyduğunuz, devasa bir karakter ve azimdir. Ufuğa uzandığınızda ortaya koyduğunuz ciddi bir temeldir. | TED | لكن يا له من بناء هائل للشخصية والروح قد تصل إليه. يا له من أساس تعتمد عليه لبلوغ هذه الآفاق. |
Sen de bilirsin, çocuklarla köpekler müthiş karakter tahlil ederlermiş. | Open Subtitles | ، تعلمين ما يقولون عن الأطفال ، والكلاب إنهم مُقيّمين جيدين للشخصية |
Sen de bilirsin, çocuklarla köpekler müthiş karakter tahlil ederlermiş. | Open Subtitles | تعلمين ما يقولون عن الأطفال ، والكلاب إنهم مُقيّمين جيدين للشخصية |
Sana ayrıca başka bir test de yapmak istiyorum. Bir kişilik testi. Sadece evet-hayır bazlı sorulardan oluşuyor. | Open Subtitles | أيضاً أود أن أقوم بإختبار آخر للشخصية فقط سلسلة من الأسئلة الصح والخطأ |
Bu veriyi kişilik profilini biçimlendirmek için kullanıyoruz. | Open Subtitles | نستخدم هذه الملعومات لتكوين ملامح للشخصية |
Siz de sanatcilar işe alırsınız ki karakterin görünüşü ve hissiyatı istediğiniz gibi olsun. | TED | فتقوم بتوظيف الفنانين لكي تحصل على الشكل و الإحساس الحقيقي للشخصية |
Birçoğunuzun bildiği gibi psikologlar kişiliğin beş temel boyutu olduğunu savunuyor. nevrotiklik, yeni deneyimlere açık olmak geçimli olmak, dışa dönüklük ve dürüstlük. | TED | الكثير منكم يعلمون أن علماء النفس الآن يرجحون أن هناك 5 أبعد أساسية للشخصية: العصابية، الانفتاح على التجربة، القبول، الانبساط، والضمير. |
Bir sahne için saç ve makyaj yapılması çok ilginç hele de sahnenin ne olduğunu bilmezken. | Open Subtitles | من الممتع تصميم الشعر والمكياج للشخصية عندما لا تعرف شيئاً عن تلك الشخصية |
karakter yarışını kazanmak zorunda değil. | Open Subtitles | وهو ليس عليه أن يفوز في أي مسابقة للشخصية |
Harvey Korman hiç bir zaman oynadığı karakter olamamasıyla meşhurdu. | Open Subtitles | كان مشهوراً بعدم قدرته على الإبقاء على تقمصه للشخصية. |
Ellerim bir şeyler yapmak için sıkıcıdır ve karakter için o kadar doğru gözükmektedir. | Open Subtitles | يداي تتوقان لفعل أي شيء وتبدو الحياكة مناسبة للشخصية |
Bu ülkenin Başkan'ı olmak kesinlikle güçlü bir karakter gerektiriyor. | Open Subtitles | كوني رئيساً لهذه البلاد... لهو أمر راجع تماماً للشخصية. |
Bu karakter için önemli bir an. | Open Subtitles | من فضلك , هذه لحظة ترسيخ للشخصية |
İyi karakter tahlili yapan biri olmaktan gurur duyarım. Sen akıllı bir kadınsın. | Open Subtitles | أعتز بنفسي كوني مٌقيّم جيد للشخصية |
Yeni ilaçlar, terapiler, kişilik testleri düşünce, hatıra ve duyguları ölçecek yeni yöntemler vardı. | Open Subtitles | ظهرت عقاقير جديدة و طرق علاج و اختبارات للشخصية أساليب جديدة لقياس أفكارنا و ذكرياتنا و مشاعرنا |
Buna uyumluluk denir, kültürlerdeki başlıca kişilik ölçütlerinden biridir. | TED | وهي ما نُسميها بالوِفاق ، وهي واحدة من الأبعاد الرئيسية للشخصية . |
Çok, çok uzak bir galaksiden geldiğin gerçeğiyse, sana kişilik kazandırıyor. | Open Subtitles | وحقيقة أنك من مجرة بعيدة جداً... مجرد إضافة للشخصية... |
Rol yapan, hile yapmaya çalışan sınır kişilik bozukluğu olan bir hastam var. | Open Subtitles | مرضى يعانون من اضطرابات متعددة للشخصية والذين يمثلونها .. و . |
Ben de karakterin derinliği olmasını isterim. Onun monoton olmasını istemem. | Open Subtitles | و أريد أن تكون للشخصية أبعاد لا أريدها أن تكون كالطائرة بدون طيار |
Sizin ihtiyacınız olan, ana karakterin olayı dramatize etmesi. | Open Subtitles | أتعلم، يجب عليك أن تنشئ الإحتياجات الدرامية للشخصية الرئيسية |
Ve karakterin içyüzüne dair bir şey öğrendim. | TED | وقد تعلمت بصيرة أساسية للشخصية. |
kişiliğin iki ana bölümü var: Kültürünüz, içinde büyüdüğünüz ve inanıp uyguladığınız ve mizacınız. | TED | هنالك قسمين رئيسين للشخصية: هناك ثقافتك--كل شيء تربيت عليه وآمنت به وقلته-- وهناك مزاجك الخاص. |
Bir sahne için saç ve makyaj yapılması çok ilginç hele de sahnenin ne olduğunu bilmezken. | Open Subtitles | لا يمكن صنع الفيلم بدونه من الممتع تصميم الشعر والمكياج للشخصية |