Bugün Çikolata konusunda büyük işler yaptığımızı düşünüyor olabilirsiniz ama Mezoamerikalılar bizi çoktan aşmıştı. | TED | إذا كنت تظن أننا نعطي للشوكولاتة أهمية كبيرة اليوم، فقد سبقنا في ذلك سكان وسط أمريكا. |
Kısa süre içinde, aristokratların evlerinden Çikolata eksik olmamıştı. | TED | ولم تخلو البيوت الأرستقراطية من الأواني المخصصة للشوكولاتة. |
"Lumpanya'ya Çikolata için egzotik tatlar araştırmak üzere gitmiştim." | Open Subtitles | ذهبت إلي لومبولاند بحثاً عن طعم غريب وجديد للشوكولاتة |
Herkes yeterince peynir yediyse Çikolataya geçebilirim. | Open Subtitles | إن كان الجميع اكتفى بالجبن، سأحول الطبق للشوكولاتة. |
"Çikolataya oy veriyorum. Onu istiyorum." | Open Subtitles | أصوت للشوكولاتة هذا ما أريد |
Çikolataya ihtiyacın yok. | Open Subtitles | لا تحتاجين للشوكولاتة |
"Çikolata fabrikasını ebediyen kapattığını duyurdu." | Open Subtitles | وأعلن إنه سيغلق مصنعه للشوكولاتة للأبد |
Sanki Willy Wonka'nın Çikolata Fabrikası'nda tura çıkmışız gibi. | Open Subtitles | إنها مثل القيام بجولة في مصنع " ويلي ونكا " للشوكولاتة |
Atlantik ötesinde Çikolata ile ilk kez 1519 yılında Hernán Cortés, Tenochtitlan'da Montezuma'nın sarayını ziyaret ettiğinde karşılaşıldı. | TED | حدث أول عبور أطلسي للشوكولاتة في عام 1519. عندما زار (إرنان كورتيس) قصر الحاكم (مونتيزوما) في العاصمة (تينوتشتيتلان) |
Çikolata fabrikamı ebediyen kapattım. | Open Subtitles | سأغلق مصنعي للشوكولاتة للأبد. |
Çikolata istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج للشوكولاتة |
Çikolataya gerek yok. | Open Subtitles | لا للشوكولاتة. |