Canavarı kutuya geri koymak için gecenin karanlığından çıkıp geldiler. | Open Subtitles | أنهم هنا بقواتهم ليلاً ليضعو الوحش للصندوق |
Bu şekilde eşim gece boyunca uyuyacak... onlar bu konuşmayı yapmayacaklar ve her zamanki gibi yarın kutuya girecekler. | Open Subtitles | وبهذا سيتمكن بديلي من النوم طوال الليل لن يجروا هذا الحديث وسيعودون للصندوق ثانية غداً |
Sen o kutuyu bularak bir sürü insan yardımcı olabilir, biliyorum. | Open Subtitles | تعلمين ، يمكنك أن تساعدي الكثير . من الأشخاص بإيجادك للصندوق |
Bu arada annen fark etmeden, o dosyayı Kutunun içine koymamı ister misiniz? | Open Subtitles | على فكرة, أتُريديني أن أعيد ذالك الملف للصندوق قبل أن تلاحظ أمك ؟ |
Burger Bazaar'ın yanlış kutu numarasını aldıklarını biliyorsun. | TED | أنت تعلم أن جماعة برغر بازار يملكون الرقم الخاطئ للصندوق. |
Maaş, kutusuna beş sent. Ezik meyve toplamayın. | Open Subtitles | الأجور ، خمسة سنتات للصندوق الخالى من ثمار المعطوبة |
Pekala! Strabo bagaja nasıl girdi Oz? | Open Subtitles | كيف ذهب "سترابو" للصندوق ، "أوز" ؟ |
Kutusu beş sent çok para değil, ama karın doyuruyor. | Open Subtitles | خمسة سنتات للصندوق ليس كثيراً لكن نستطيع أن نأكل |
Evet, Jack, az önce aldım. Kasanın teslim edildiği adresi bulduk. | Open Subtitles | نعم، يا جاك، لقد وجدنا لتونا عنوان المستلم للصندوق |
- Değiştirilecekler. Ama... - Evet ama en azından kutuya girecekler. | Open Subtitles | سيتغيرون، لكن لكنهم على الأقل سيعودون للصندوق |
Şu anda yaşıyor olmanın tek nedeni, o kutuya ihtiyacımın olması. | Open Subtitles | السبب الوحيد لبقاءك حى هو أحتياجى للصندوق |
Kara kutuya göre görüntüleri direk olarak ele geçirmiş. | Open Subtitles | وفقاً للصندوق الأسود، فقد حصلتَ عليهم، مباشرةً |
Dibbuk'u durdurmanın tek yolu ona adıyla seslenip tekrar kutuya girmesini emretmektir. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لإيقاف الـ"ديبك" هي عن طريق أمره للرجوع للصندوق باستخدام إسمه |
O zaman kutuya bir buçuk günde ulaşırlar. | Open Subtitles | مما يعني أنهم سيصلون للصندوق خلال يومٍ ونصف. |
Hemen şimdi gidiyoruz, Platts'in yerinde işimizi hallediyoruz, kutuyu geri alıyoruz... ve bu çocuklar alarmları çalıştırmadan geri dönüyoruz. | Open Subtitles | نذهب الآن، وننجز عملنا في بلات، ونعود للصندوق ونعود قبل أن يطلق الأولاد الإنذار ثانية |
Herhangi bir zamanda kutuyu açarsak, ve kediyi gözlemlersek, bu zaman için, kedi hem canlı hem de ölüdür. | Open Subtitles | حتى يحين وقت فتحنا للصندوق ونرى القطة في هذا الوقت |
"Sırayla Kutunun içinden satranç parçalarını çekeceksiniz. | Open Subtitles | كل منك بالدور سوف يذهب للصندوق لياخذ قطعة شطرنج واحده |
Kutunun kapağında parmak izleri vardı. | Open Subtitles | كانت هناك بصمات أصابع على الغطاء الداخليّ للصندوق. |
O da bir kurul üyesi olarak itimada dayalı hareket ederek kutu lehine oylamalı. | Open Subtitles | وهى لديها الزام ائتمانى كعضو من المجلس للتصويت للصندوق على الورق |
Maaş, kutusuna beş sent. Ezik meyve toplamayın. | Open Subtitles | الأجور ، خمسة سنتات للصندوق الخالى من ثمار المعطوبة |
- Sonra da bagaja tırman. - Tamam. | Open Subtitles | ثمّ اصعد بعده للصندوق - حسناً - |
Kutusu beş sent çok para değil, ama karın doyuruyor. | Open Subtitles | خمسة سنتات للصندوق ليس كثيراً لكن نستطيع أن نأكل -خمسة سنتات؟ |
Kasanın şifresini Bay Kettering'den aldıktan sonra elinde şampanyayla hemen onun eşinin kompartımanına gittin. | Open Subtitles | بعد نجاحك فى استخلاص الأرقام السرية للصندوق من السيد كيترينج اسرعت الى مقصورة زوجته, حاملا الشامبانيا |
Haklısın. Önemli olan o lanet kasaya neler olduğunu bulmak. | Open Subtitles | أنت محق، الشيئ الأهم هو معرفة ما حصل للصندوق اللعين. |
Yahudi Ulusal Fonu'na bağışta bulunup Filistin'de bir devlet kurmamıza yardımcı olur musunuz? | Open Subtitles | أيمكن أن تتبرعي للصندوق القومي اليهودي... لتساعدينا في بناء موطن في فلسطين؟ أرجوك؟ |
Kasa iki'ye müsait bir kasiyer lütfen. | Open Subtitles | "ليتوجه أحد أمناء الصندايق للصندوق رقم 2." |
Sandık başına gittiğinizde önünüzde tek seçenek olduğunu unutmayın. | Open Subtitles | عندما تذهبون للصندوق تذكروا إنه هناك فقط إختيار واحد |
İkiz sandıklara doğru yürüyorum kafamı arasına gömüp... | Open Subtitles | -سأذهب للصندوق الكبير، وأدفن وجهي به وأفعل |