Kış için bir mavi elbise ve yaz için de bir gri elbise bulurdunuz. | Open Subtitles | ستجد فيه فستانا واحدا ازرق للشتاء واخر رمادي للصيف |
yaz sonrasına bırakmanın daha iyi olacağını düşündük. | Open Subtitles | و ظن الجميع أنه يجب تأجيلها للصيف القادم |
Ama Zach şu anda sen de sadece bir yaz eğlencesisin, anladın mı? | Open Subtitles | لكن, زاك, انت الآن في متعة للصيف فقط, حسنا؟ |
Satürn'ün bahardan yaza geçerek ısınmasıyla bir başka dünya da canlanır. | Open Subtitles | عندما ترتفع حرارة زحل من الربيع للصيف يحيا عالم آخر، أيضًا |
Super bir yaza super baslangic, beyler. Eve hosgeldiniz. | Open Subtitles | يالها من بداية رائعة للصيف مرحبا بكم فى المنزل |
Giysiler burada, bir tane İngiliz dokumalı ceket iki tane palto ve yazlık bir tane. | Open Subtitles | هاهي الفساتين معطف للملابس الإنجليزية وسترتين واحدة للصيف والأُخرى مُبطّنة |
Vogue bunların yaz için çok uygun olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الموضة تقول بأنّها مناسبة تماماً للصيف أياً يكن هذا متعب جداً |
Şimdi bana, dedene yaz için zaten plan yaptığını söylediğini söylediğin yer. | Open Subtitles | الان هو الجزء الذي تخبرني انك أخبرت جدك أنه لديك بالفعل خطط للصيف |
Çok şükür ki, Hugo'nun bütün yaz yetecek kadar malzemesi vardı: | Open Subtitles | الفضل يعود للكرم الذي كان يتصف به هيوجو فقد كنت أمتلك امدادت تكفيني للصيف كله |
Herneyse, yaz boyunca burada kalabileceğini söyledi. | Open Subtitles | على آي حال ، قال أن يمكنك البقاء هنا للصيف |
yaz için yiyecek stoku yaptım ayrıca Buzdolabında hazır yemek de var. | Open Subtitles | جهزت حجرة المؤن للصيف و هناك الكثير من الطعام الجيد في حجرة التجميد |
Biliyorsun işte, yaz için planlar yapıyordum bir vampir avcısının elinde ölmekten kaçıyordum. | Open Subtitles | كما تعلمين، أخطط للصيف وأتفادى القتل على يد صائد مصّاصين دماء |
Kamyonette yaz ödevlerime çalışmaya çalışacağım. | Open Subtitles | وسأحرص على قراءة مافي قائمتي للصيف في الحافلة |
Yiyecek ve su bakımından iyi durumdayız, yaz sonuna kadar yeterler. | Open Subtitles | لقد تزودنا بالطعام والشراب بما يكفي للصيف كاملاً. |
Kış için desenli bir şeyler ve yaz içinde beyaz düşünüyorum. | Open Subtitles | كنت أفكر ببدلة بايسلي من اجل الشتاء والأبيض للصيف |
Hamptons'ta bu yaz için ev kiralamaya karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررت بأن أؤجر مكاناً في الهامبتونز للصيف |
Evet, orta yaş krizimi de gelecek yaz yapmayı planlıyorum bu yüzden de elimi çabuk tutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | صحيح ، فأنا أخطط لأزمات منتصف العمر للصيف القادم لذا أنا أحاول فقط أنا أبقى في مقدمة اللعبة |
Sadece gelecek yaza kadar bekle Avustralya'ya gelip beni ziyaret edene kadar. | Open Subtitles | انتظري للصيف القادم عندما تأتيان لزيارتي |
Antartika'da sonbahar, yerini yaza doğru bırakırken kıyılardaki buz kütleleri erimeye başlar. | Open Subtitles | عندما ينتقل القطب ،الجنوبي من الربيع للصيف فإن الخلجان والمضايق التي كان يكسوها الثلح، تصبح خالية منه |
Ve yeni ülkesinde uyuz bir misafir olmamaya çalışarak geçirdiği bir senenin sonunda hayatının alt üst olmasıyla sonuçlanabilecek bir yaza hazırdı. | Open Subtitles | لأنّه بعد سنة من محاولة عدم فرض ضيافته في دولته الجديدة فقد كان مستعداً للصيف الذي سيقوم بتغير حياته كلياً |
Bu burun sayesinde yazlık evini alabildi. | Open Subtitles | هذا الأنف جعله يشتري منزل للصيف |
Bay Coombe'u Yazın kiracı bulmamda bana yardımcı olabilecek en akla yatkın kişi olduğu için buraya davet ettim. | Open Subtitles | لقد طلبت السيد كومب لأنه الرجل المناسب الذي سيساعدني في الحصول علي مستأجرين للصيف |