Değişiklik için can atıyor, gürültü ve heyecanın açlığını çekiyordum. | Open Subtitles | كنت أشتهي التنوع و أجوع للضوضاء و الإثارة |
İstediği şey gürültü ve kaos oluşması. | Open Subtitles | أيّاً كان ما يدبّره فهو بحاجة للضوضاء والفوضى |
Sen, yan odada eğlendiğini düşünürken o, gürültü azaltıcı kulaklıkları takmış her muhtemel el için bir strateji planlıyormuş. | Open Subtitles | بينماتظنّمن بجواركَحزباًلكَ، فهو كان مُرتديا سمّاعات الأذن المُحدة للضوضاء. يقوم بعمل خطة إستراتيجية ، تنبؤية لما بيد كل لاعب. |
2011'de Dünya Sağlık Örgütü, yalnızca üye Batı Avrupa devletlerinde her yıl 1,6 milyon sağlıklı yaşam yılının çevresel gürültüye maruz kalmaktan ötürü kaybedildiğini ortaya koymuştur. | TED | في عام 2011، قدرت منظمة الصحة العالمية أن 1.6 مليون حياة صحية تضيع كل عام بسبب التعرض للضوضاء البيئية في أوروبا الغربية، الدول الأعضاء وحدها. |
gürültünün bir diğer çok önemli sağlık etkisi, uzatılmış sürelerde belirli gürültü seviyelerine maruz kalanlarda, kalp ve damarlara ilişkin yüksek riske sebep olmasıdır. | TED | هناك تأثير آخر صحي مهم جدًا للضوضاء وهو زيادة مخاطر الإصابة بأمراض القلب والأوعية الدموية لهؤلاء الذين يتعرضون لضوضاء ذات صلة لفترات طويلة من الزمن. |
Bu kakofonik gürültü hep devam ediyordu. | TED | هناك هذا التنافر المستمر للضوضاء. |
Burada bana kan ağlatacağına şu gürültü için bir şeyler yapabilirsin. | Open Subtitles | هل تعلم, بدلاً من أن تمصّ دمي, هل بوسعك القيام بشيء للضوضاء هناك! |
Epidemiyolojik çalışmalar, gürültüye maruz kalma ile yüksek derecede yüksek tansiyon, kalp krizi ve felç riski arasındaki ilişkileri göstermektedir ve toplam risk çoğalmaları nispeten küçük olmasına rağmen, bu hala büyük bir genel sağlık sorununu oluşturuyor, çünkü gürültü yaygın bir şey ve birçok insan belirli gürültü seviyelerine maruz kalıyor. | TED | تظهر الدراسات الوبائية الترابط بين التعرض للضوضاء وزيادة خطر ارتفاع ضغط الدم. النوبات القلبية والسكتة الدماغية، وبالرغم من أن مخاطر الزيادة قليلة نسبيًا، إلا أن ذلك يبقى مشكلة صحية كبيرة وعامة لأن الضجيج منتشر للغاية، والعديد من الناس معرضون لمستويات من الضوضاء ذات الصلة. |
Kuru gürültü. | Open Subtitles | صانع للضوضاء لا غير |
Vücudumuz, bir gecelik gürültüye maruz kaldıktan sonra katılaşan kan damarlarımızın yapısında ve kanımızın bileşiminde değişikliklere yol açan adrenalin ve kortizol gibi stres hormonları salgılar. | TED | تفرز أجسامنا هرمونات التوتر مثل الأدرينالين والكورتيزول التي تؤدي إلى تغييرات في تركيب دمائنا وفي هيكل الأوعية الدموية لدينا، والتي أثبتت أنها تكون أكثر صلابة بعد ليلة واحدة من تعرضها للضوضاء. |
Bryar'da erkenden kalkılır ve ve Bay Lilly'nin gürültüye tahammülü yoktur. | Open Subtitles | نحن نبقي ساعات الأولى في بريار والسيد (ليلي) لا يتحمل التعرض للضوضاء |
Ancak, gürültünün bir diğer etkisi de uyku sıkıntısı yaratması. | TED | تأثير آخر مهم للضوضاء هو اضطراب النوم. |