Tabii ki. Bir tane de misafir odası var, sen ziyarete gelince orada kalırsın. | Open Subtitles | بالطبع، ثمة أيضًا غرفة للضيوف من أجلكن لتبقيّن فيها عند زيارتي. |
Burası misafir odası ama hiç misafirimiz olmadığı için her yer küf ve toz içinde. | Open Subtitles | هذه هي غرفة النوم الرئيسية للضيوف. لكنها متسخة و مليئة بالغبار لأنه لم نستقبل ضيوفاً أبداً. اعذريني. |
Dinlesem, misafir yatağı olan bir evim olurdu. | Open Subtitles | لو فعلتُ، لربما كنتُ لا أزال أملك منزلاً بغرفة نوم للضيوف لأجلك. |
Gelecek yıI, bir konuk evi ilâve edeceğim. | Open Subtitles | في العام القادم أظن أني سأبني منزلاً للضيوف. |
misafirler için daha ordövr hazırlamamı ister miydiniz, efendim? | Open Subtitles | أتريدني أن أحضر مزيداً من المقبلات للضيوف سيدي؟ |
konuklar oraya giremez. Kurallar böyle. | Open Subtitles | لا يسمح للضيوف بالدخول،هذه هى قواعد المنزل |
Kendine iki tane meze alıp, misafirlere bir tane veriyorsun. | Open Subtitles | طبقان من المقبلات لك وواحد للضيوف ليس هو ما توقعته |
Tanrınız ayrıca konuklara kuru yemiş ikram etmemenizi de mi emrediyor? | Open Subtitles | أم م , وهل ألهكم أيضاً لايؤمن بتقديم وجبات خفيفة للضيوف |
- Şuraya bir havuz koyduktan sonra çok daha hoş olacak, küçük bir misafir evi belki bir film odası. | Open Subtitles | سيكون الأمر أكثر إثارة عندما أضع حمام سباحة هنا و منزل للضيوف ربما غرفة لشاشة عرض |
Eminim şu an misafir ağırlayacak durumda değilsinizdir. | Open Subtitles | لكن أنا متأكدة أنكم لستم في مزاج جيد للضيوف. |
Ama okadar yolu, onun misafir odasında kalmak için gelmedim... | Open Subtitles | لم أقطع كل تلك المسافه إلى هنا لأجلس في غرفتها للضيوف .. و لكن |
Eğer istersen, yarından itibaren misafir peçetesi de ekleyebilirim. | Open Subtitles | إذا أردت, ابتداء من الغد سأضيف منديلا للضيوف |
Benim evliliğim, senin yazlık evindeki misafir banyosu değil. | Open Subtitles | زواجي ليس حمّاماً للضيوف في منزلكِ الصيفي |
Belki misafir odası falan yaparız. | Open Subtitles | نحوّلها إلى حجرة أخرى للضيوف أو ما شابه. |
Bir konuk evi yaparım. | Open Subtitles | سوف أبني منزلاً صغيراً للضيوف لأنني أملك الكثير من الأدوات و العدد. |
Zaten ben de o deliği konuk odası yapmak istiyordum. | Open Subtitles | لقد نويت ان أحول هذه الخرابة إلى غرفة للضيوف على أية حال |
Bebekler için özel bir oda, misafirler için de tuvalet yaparız. | Open Subtitles | سنصمم غرفة خاصة للاطفال وغرفة ماكياج للضيوف |
Bebekler için özel bir oda, misafirler için de tuvalet yaparız. | Open Subtitles | سنصمم غرفة خاصة للاطفال وغرفة ماكياج للضيوف |
Hayır, burada olmanızda sakınca yok. konuklar her yere girebilir. | Open Subtitles | ولا بأس ، يمكن للضيوف التواجد فى أى مكان |
- Bağlamadılar. misafirlere telefon yasakmış. | Open Subtitles | لم يوصلوا لها المكالمة غير مسموح الهاتف للضيوف |
Arabalık, Jim'in müşterilerine, ve sizin gibi konuklara ayrıldı. | Open Subtitles | المبنى السكني محجوز لزبائن السيد جيم و للضيوف امثالك |
O konukların ne şekilde rahat edeceklerini bildiğinden formalitelerle sen ilgileneceksin. | Open Subtitles | أنتِ ستتولي مسؤولية كل الشكليات فسيدتي إختيار واضح لتأكدي للضيوف أنهم في بيتهم |
Gevşetmemesini söyledim ona. Misafirlerimiz için iyi görünmesini istedim. | Open Subtitles | أخبرته بألا يرخيها أردته أن يبدوا لطيفا للضيوف |
Gelmenize elbette çok sevindik fakat toplantının sadece davetli konuklara açık olmasını umarım anlayışla karşılarsınız. | Open Subtitles | حضوركِ موضع ترحيب هنا بالتأكيد لكن آملُ أن تفهمي أنّ امتياز الحضور لهذا المنتدى هو فقط للضيوف المدعوين |
Peki ya bu, konuğumuzun kayıp eldivenini, duvarın diğer tarafına kaçırma girişimiyse. | Open Subtitles | قد يكون هذا محاولة من أجل التغطية على فقدان الصندوق الواقي التابع للضيوف والذهاب بها إلى ما وراء الجدار؟ |
İçinde herşey olmalıydı: ofis olarak kullanabileceğim, aynı anda 10 kişinin oturup yemek yiyebileceği, Misafirlerin kalabileceği ve uçurtmam için kullandığım alet edevatımı koyabileceğim bir alan. | TED | أردت كل شيء مكتب وطاولة طعام لـ 10 أفراد وغرفة للضيوف ومكان لعدة ركوب الموج |
Sadece otel misafirleri için. | Open Subtitles | الفندق للضيوف فقط |