Kriz merkezinde çalışmak için gereken özelliklere sahip olduğuna emin misin? | Open Subtitles | مذهل هل أنت متأكدة أنك مؤهلة للعمل في مركز الأزمات النفسية؟ |
Fabrikalarda çalışmak için istekli pek fazla genç olduğu söylenemez. | TED | فهم ليسوا بعض الشبان الذين قدموا للعمل في المصنع |
Hafta sonu makaleler üzerinde çalışmak için bize gelmek ister misin? | Open Subtitles | أتريدين المجيئ إلى منزلي هذا الأسبوع للعمل في المقالات؟ |
Pazartesi işe gittiğinde, ve kendini iyi hissetmediğinde... hiç birisi gelip de... | Open Subtitles | عندما تصل للعمل في بداية الأسبوع وأنت لا تشعر حقاً بأنك بخير |
Sanırım bu iş için hafta sonu tatilimizi feda etmeye hazırız. | Open Subtitles | هاب , كلنا متحمسين للعمل في أيام الأجازة , على الأقل أنا |
Hindistan kırsalında çalışmak için köylere gittim. | TED | سافرتُ إلى القرى للعمل في المناطق الريفية من الهند. |
Onlar sadece çalışmak için eve dönmekle kalmadılar, aynı zamanda Honduras'ın ilk yerli hastanesini inşa etmek için halklarını örgütlediler. | TED | ليس فقط عادوا للعمل في وطنهم، بل نظموا مجتمعاتهم لبناء أول مشفي للسكان الاصليين في الهندوراس. |
Bir prostatektomide olduğu gibi, prostat küçüktür ve tek bir bölgededir. Bu tek bölgede çalışmak için robotu buraya tam olarak yerleştirebilirsiniz. | TED | شيء مثل استئصال البروستاتا , البروستاتا صغيرة الحجم , وهي في موقع واحد. ويمكنك تشغيل الروبوت بدقّة عالية للعمل في ذلك المكان. |
Ve Hector'un benimle birlikte gelmesi gerekiyordu, fakat son dakikada, defterler üzerinde çalışmak için kalmak üzere izin istedi. | Open Subtitles | و " هيكتور " كان مفترض أن يأتي معي لكن في الدقائق الأخيرة قام بطلب إذن للبقاء للعمل في السجلات |
Stofer bir gün işe gelmedi ve o günden beri de ortada yok. | Open Subtitles | ستوفر لم يذهب للعمل في يوم ما و لم يظهر منذ ذلك الحين |
3. seviye bir iş için yeterlikli değilsin... ve bu, 3. seviye bir iş. | Open Subtitles | أنـتِ لستِ مؤهلى للعمل في المستوى الأمني الثالث وهذا ليس الثالث |
Belki de hepimiz Amerika'ya gidip bir altın madeni bulacağız. | Open Subtitles | اذا كان هذا صحيح سنذهب جميعا للعمل في الذهب بامريكا |
Cumartesi gününü biraz daha sakin geçirmiş gibi, fakat Pazar sabahı tekrar işine dönüyor, ve aslında bu haftanın o zamanından sonra daha durgunlaşıyor. | TED | إذاً نرى أنه كان هادئاً يوم السبت، لكنه عاد للعمل في صباح الأحد، وبالفعل تفتق منذ ذلك الوقت هذا الأسبوع. |
Git, diğer yetenekli eziklerle gitar dükkanında çalış. | Open Subtitles | اذهب للعمل في محل لبيع الجيتار مع بقية الفشلة الماهرين |
Hannah, bırak birine dava açmayı saat 10'da işe gelebilecek bir aracı dahi karşılayamıyorsun. | Open Subtitles | هانا انت بالكاد لديك المال الكافي كي تصلي للعمل في العاشرة صباحا فضلا عن ان تقاضي احداً |
O kan vampirlere gündüz çalışma gücü veriyor. | Open Subtitles | هذا يشجّع مصاصي الدماء للعمل في وضح النهار. |
Dr. Curie laboratuarında çalışman konusunda mutabık olarak çok lütufkâr davrandı. | Open Subtitles | الدكتور كوري هي كريمة في بالتراضي بالنسبة لك للعمل في مختبره |
Marshall, Altrucel adında büyük bir şirkette çalışacak. | Open Subtitles | مارشال كان ذاهباً للعمل في شركة كبيرة تدعى ارتاسال |
Almanya'da çalışmaya götürülmek için burada, kalede görünmememizi söylediler. | Open Subtitles | قالوا يجب ان نحضر هنا... ليتم نقلنا للعمل في ألمانيا |
Gençken, babası Islamabad elçiliğinde iş bulduğu için ailecek oraya taşınmışlar. | Open Subtitles | عندما كان مراهقة "نقل والدهُ العائلة إلى "اسلام أباد للعمل في السفارة هناك |
Şehirde çalışabilmek için çok çalıştım, adamım, ama bekleme listesi, boş versene. | Open Subtitles | بذلت قصارى جهدي للعمل في المدينة يا رجل لكن، قائمة الإنتظار؟ ، إنسى هذا |