Göle Yüzmeye gittik, bilmem bilir misiniz? | Open Subtitles | لقد ذهبنا للعوم في بحيره ولم اكن اعلم انه بها |
Manş Tüneli'nde Yüzmeye hazırlanın ve sonra da şampanya içinde boğulun. | Open Subtitles | استعدّوا للعوم في بحر "المانِش" ومن ثم الغرق في الشمبانيا. |
- Yüzmeye gidebilir miyim? | Open Subtitles | - هَلّ بالإمكان أَنْ أَذْهبُ للعوم'؟ |
Yüzmek için başka bir Kübalıya ihtiyaç duyuyorlar. | Open Subtitles | يتوجب عليهن استخدام كوبي للعوم عليه. |
Yüzmek, öyle mi? | Open Subtitles | للعوم ، أليس كذلك ؟ |
Lucille'e nispet amacıyla, ilk kez denize Yüzmeye gitti. | Open Subtitles | و كتحد لـ (لوسيل) ذهب للعوم لأول مرة في المحيط |
Buster denize Yüzmeye gitti ve dediğine göre papyonlu bir fok balığı elini kopardı. | Open Subtitles | ذهب (باستر) للعوم في المحيط و طبقاً له, فقمة ذات ربطة عنق قضمت يده |
Ve Buster'ın Yüzmeye hazır olmasına uzun zaman vardı. | Open Subtitles | و (باستر) كان بعيداً عن استعداده للعوم في المحيط |
Sanchezler ise bir iç lastik ile ve köpekbalıklarına karşı sadece bir sopa ile bu ülkeye kadar Yüzmek zorunda kaldılar. | Open Subtitles | عائله (سانشيز) إضطرت للعوم لتصل لهذا البلد على أنبوب ولا شيء معهم إلا عصا ليقاتلو هجوم القرش |
- Yüzmek için güzel bir gün değil mi? Tamam. | Open Subtitles | انه يوم جميل للعوم صح؟ |