"للعيش معنا" - Traduction Arabe en Turc

    • Bizimle yaşamaya
        
    • Bizim eve
        
    • Bizimle yaşamak
        
    • bizimle yaşaması
        
    • bizimle yaşamanı
        
    • bize taşınmasını
        
    • bizimle oturacaktınız
        
    • de bizim yanımızda yaşamaya
        
    • yanımıza getirebileceğinden
        
    • taşınmak
        
    Çok sayıda çocuğun eğitimini destekledi ve okullara ulaşabilmeleri için bir çoğunu Bizimle yaşamaya davet etti. TED هي دعمت تعليم عشرات الأطفال و دَعَت العديد للعيش معنا في منزلنا من أجل الذهاب إلى المدارس.
    Bizim eve taşındı. Hiç işte çalışmadı. Open Subtitles انتقل للعيش معنا ولم يبحث قطّ عن عملٍ.
    Ve son günlerde olan şeyler, annenin ölmesi, kızkardeşinin Bizimle yaşamak için gelmesi. Open Subtitles ومع كل ماحدث مؤخرا, موت أمك وقدوم أختك للعيش معنا ألم يجعلك ذلك تفكرين؟
    Babam Yunanistan'dan bizimle yaşaması için annesini getirdi. Open Subtitles اتى ابي بامه من اليونان للعيش معنا
    Gelip bizimle yaşamanı istiyorum. - Artık Fred gitti. Open Subtitles أريدك أن تأتي للعيش معنا الآن " "لأن (فريد) قد رحل
    Ve bu da annemin arkadaşı Ron'un bize taşınmasını sağladı. Open Subtitles وهذا ما دفع صديق أمي (رون) للانتقال للعيش معنا
    Sen ve Brick bizimle oturacaktınız, çocuklarınız burada doğacaktı. Open Subtitles ستأتين أنت و بريك للعيش معنا هنا و ستنجبون أطفالكم هنا
    Sen de bizim yanımızda yaşamaya geldin. Open Subtitles وأتيت للعيش معنا
    Sürekli hayatını nasıl toparlayıp kızını yanımıza getirebileceğinden bahseder olmuştu. Open Subtitles كانت تقول بأنها ستلم شملها لتأتي بإبنها للعيش معنا
    Bir an, Victor'un Bizimle yaşamaya başladığı andan beri korktuğum şeyin başımıza geldiğini düşündüm. Open Subtitles للحظة صدقت مخاوفي منذ أن أتى فيكتور للعيش معنا تخيلاته للحرية في الحقول انتصرت
    Hayır. Teddy doğduğunda, annem gelip Bizimle yaşamaya başlamıştı. Open Subtitles جاءت أمّي للعيش معنا عندما تيدي كان ولد.
    Olivia Bizimle yaşamaya başladığından beri kabuğunu kırdı, gülüyor, okumayı öğrendi. Open Subtitles منذ انتقال اوليفيا للعيش معنا استطاعت الخروج من قوقعتها إنها تضحك، تعلمت القراءة
    Bizim eve taşındı. Hiç işte çalışmadı. Open Subtitles انتقل للعيش معنا ولم يبحث قطّ عن عملٍ.
    - Bir yıl önce, Bizimle yaşamak için yalvarıyordun. Open Subtitles - قبل سنة أنت كنت تستجدى للعيش معنا.
    Kate'in gelip bizimle yaşaması gerektiğini söyledi. Open Subtitles (قالت بأنه يجب على (كايت أنت تأتي للعيش معنا
    - Gelip bizimle yaşamanı istiyorum. - Fred artık öldü. Open Subtitles أريدك أن تأتي للعيش معنا الآن " "لأن (فريد) قد مات
    Andi'nin bize taşınmasını mı istedi? Open Subtitles لقد أراد أن تنتقل (آندي) للعيش معنا
    Sen ve Brick bizimle oturacaktınız, çocuklarınız burada doğacaktı. Open Subtitles ستأتين أنت و بريك للعيش معنا هنا و ستنجبون أطفالكم هنا
    Sen de bizim yanımızda yaşamaya geldin. Open Subtitles وأتيت للعيش معنا
    Sürekli hayatını nasıl toparlayıp kızını yanımıza getirebileceğinden bahseder olmuştu. Open Subtitles كانت تقول بأنها ستلم شملها لتأتي بإبنها للعيش معنا
    Sadece artık taşınmak istemediğini söyledi. Open Subtitles لكنه يقول إنه لم يعد يريد الانتقال للعيش معنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus