Şey, ben düşündüm ki neden Simone'la birlikte Lainey ve Benim yanıma yerleşmiyorsunuz? | Open Subtitles | كنت افكر ماذا عن انتقالك انت وسيمون للعيش معي انا وليني ؟ |
Malikanenin anahtarı. Benim yanıma taşınmanı istiyorum. | Open Subtitles | إنه مفتاح للقصر، أريد منك الإنتقال للعيش معي |
Dünya kuru bir kabuğa döndüğünde Nectaris Denizinde benimle yaşamak için yalvarıyor olacaksın. | Open Subtitles | عندما تجفّ قشرة الأرض، فسوف تتوسّلين لي -أن تأتي للعيش معي في حوض "ناكتيرس " |
Çünkü eğer benimle yaşamak için buraya gelmemiş olsaydın birlikte yaşadığımız o güzel günlerin birçoğu olmayacaktı. | Open Subtitles | لانك اذا لم تاتي للعيش معي ...كنت سافوت بعضا من اثمن ذكرياتي |
Senden benimle eve çıkmanı istedim ve sen beni aldattın mı? | Open Subtitles | أسألك الإنتقال للعيش معي وتخونينني؟ |
Gel benimle yaşa. | Open Subtitles | تعالي للعيش معي |
Önce birlikte yaşamayı teklif edecektim. | Open Subtitles | فقط اسألك اللإنتقال للعيش معي أولا |
O yüzden Joe ile yanımızda yaşamaya geldin. | Open Subtitles | لهذا أتيت للعيش معي أنا و(جو) |
Annem Benim yanıma taşınmak istediğinde ve hiçbir seçeneğim olmadığını bildiğimde. | Open Subtitles | اليوم الذي ستحتاج أمي أن تنقل للعيش معي و لن يكون بيدي خيار |
Eğer Benim yanıma taşınmayı kabul ettiysen gecenin bir yarısı gizlice inip eşyalarını boşaltmana gerek yok. | Open Subtitles | أتعلمين ,لو تعترفين فقط انك أنتقلتي للعيش معي لم يكن عليك ان تتسللين الى هنا في منتصف الليل ولا تفرغين أغراضط |
Adamın biri kalp krizi geçiriyor, ve ertesi gün Benim yanıma taşınmak istiyorsun. | Open Subtitles | رأيت رجلاً ما يمر بنوبةٍ قلبية وقررت باليوم التالي الإنتقال للعيش معي |
Benim yanıma taşınmana izin veremem. Yapamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أتركك تنتقلين للعيش معي. |
Ya da Benim yanıma taşınmayı düşünebilirsin. | Open Subtitles | أو يمكنكِ التفكير بالإنتقال للعيش معي |
Yakında benimle yaşamak için güneye taşınacaksınız. | Open Subtitles | انتم على وشك الانتقال للجنوب للعيش معي |
benimle yaşamak ister misin? | Open Subtitles | عندما تأتين للعيش معي |
Yani benimle yaşamak bunun gibi bir şey. | Open Subtitles | لذا ذلك ما يشبه للعيش معي |
Tracey, benimle eve gelemezsin. | Open Subtitles | (تريسي) ليس بمقدوركِ الانتقال للعيش معي. |
- Gel, benimle yaşa. | Open Subtitles | -تعال للعيش معي . |
Önce birlikte yaşamayı teklif edecektim. | Open Subtitles | فقط اسألك اللإنتقال للعيش معي أولا |
O yüzden Joe ile yanımızda yaşamaya geldin. | Open Subtitles | لهذا أتيت للعيش معي أنا و(جو) |
Eğer benimle yaşamaya başlarsa, özellikle de birkaç yıl, mahvolurum. | Open Subtitles | أعني، إن انتقلت للعيش معي و لو لعامين سينتهي أمري |
Kyle gelip benimle yaşayacak. | Open Subtitles | سيأتي (كايل) للعيش معي. |