Dinleyin. Yarın Niles'ın evinde Kahvaltıda buluşalım. | Open Subtitles | أخبرْك الذي، دعنا نَجتمعُ في النيل ' للفطورِ غداً. |
Baba, doğum günümde bana Kahvaltıda kek yiyebileceğimi söylemiştin. | Open Subtitles | أبي، أخبرتَني في عيدِ ميلادي أنه يُمكنُ أَنْ أحصل على كعكةُ للفطورِ. |
Eleştirmek adına değil ama genelde Bay Crane'e Kahvaltıda tahıl gevreği veriyorum. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أَنْ لا يَنتقدَ، لَكنِّي أَخْدمُ السّيدَ Crane عادة حبوب الحبوبِ الكاملِ للفطورِ. |
Hey, bebek, milyon dolarlık anlaşmaları kahvaltı niyetine yapıyorum. | Open Subtitles | يا عزيزتي سأُتفاوضُ على صفقاتَ المليون دولارِ للفطورِ |
Babanız kahvaltı için size krep hazırlasın mı? | Open Subtitles | أنت بنات يُردنَ أبّاً أَنْ يَجْعلَك بَعْض الفطائرِ للفطورِ. |
Nasılsa kahvaltıya da buraya geleceksin. | Open Subtitles | خصوصاً منذ أنت تَرْجعُ للفطورِ على أية حال. |
- Yarın Kahvaltıda ne var? | Open Subtitles | ماذا سَعِنْدَكَ للفطورِ غداً؟ |
Seni kahvaltı için çağırarak işini böldüm. | Open Subtitles | لقد قاطعتُك عندما دَعوتُك للفطورِ. |
Bu şey kahvaltı niyetine güneşleri yer. | Open Subtitles | رجل: هذا الشيءِ أكل شموسِ للفطورِ. |
kahvaltı için son çağrı. | Open Subtitles | الموافقة، هو نداءُ أخيرُ للفطورِ. |
Bugün kahvaltı yapmaya fırsatım yoktu. | Open Subtitles | ما كَانَ عِنْدي وقت للفطورِ اليوم. |
Kapıda bir öpücükten başlayıp, "kahvaltı için evde sadece yoğurt var, ama evde kâse kalmamış,... bu yüzden göbeğimden yemek zorundasın"a kadar giden, geniş bir yelpaze. | Open Subtitles | هو يُمْكِنُ أَنْ يَتراوحَ مِنْ a قبلة عند الباب إلى " كُلّ عِنْدي للفطورِ لبنُ وأَنا خارج الطاساتِ، لذا أنت يَجِبُ أَنْ تَأْكلَ مِنْ معدتِي. " |
"kahvaltı için biftek dilimi var." | Open Subtitles | "كَانَ عِنْدي لحمُ بقر متقفّزُ للفطورِ." |
Ve her sabah kahvaltıya kalkmalısın. | Open Subtitles | وتنهض كل صباح للفطورِ |
Seni kahvaltıya çağırmak için geldim. | Open Subtitles | جِئتُ لدَعوتك للفطورِ |
kahvaltıya kal. | Open Subtitles | "إقامة للفطورِ." |