Anlayacağın üzere, elektrikli sandalye öncesinde her şeyi içimden atıyorum işte. | Open Subtitles | أنت تعلم فقط أُخرج ما بداخلي قبل أن اذهب للكرسي الكهربائي |
Evet ama bu tekerlekli sandalye girişi olması gibi şeyler. | Open Subtitles | نعم، لكن ذلك من أجل مداخِل مُخصصَة للكرسي المتحرِك و ما شابَه |
İkinci sandalye için işe yeni bir adam aldım. | Open Subtitles | عيّنت رجلاً جديداً للكرسي الثاني. |
Ama onu korumak için buradayım elektrikli Sandalyeye göndermek için değil. | Open Subtitles | ولكنني هنا لحمايته وليس المساعدة . في إرساله للكرسي الكهربائي |
Tekerlekli Sandalyeye geri dönünce hayatının hiç değeri kalmadı mı yani? | Open Subtitles | فقط لانك عدت للكرسي المتحرك فلن تقوم بعيش حياتك ؟ |
Yani diyorsun ki, eğer Sandalyeye bir şey olursa üç hafta daha kazanır? | Open Subtitles | إذاً إن حدث شيء للكرسي أمامه ثلاثة أسابيع أخرى |
İşleri bozduğunu görmekten nefret ediyorum. O büyük koltuk için çok bekledi. | Open Subtitles | أكره أن أراه يخطيء لطالما أنتظر للوصول للكرسي الكبير |
Operasyonlar Başkanı olmama ramak kalmıştı ki herkes orasının büyük koltuk için tımarlandığın yer olduğunu bilir. | Open Subtitles | كنت على بعد إنشات قليلة لأصبح المتحدث الرسمي للشركة وما يعرفه الجميع عندما يزفونك للكرسي الكبير |
Beyler! Sandalyeyi kaldırabilirim. Git ve bir sandalye getir. | Open Subtitles | فتيان، انا جاهز للكرسي اذهب لجلب الكرسي |
On sandalye. Tanesi bin iki yüz dolar. | Open Subtitles | عشرة كراسي،1200 دولار للكرسي الواحد |
Tabii bu sürede sandalye bacağı da yontabilirdik. Her şey yolunda mı? | Open Subtitles | نحن ربما علينا ان نقوم بنجر ساق للكرسي |
Tekerlekli sandalye asansörüm var. | Open Subtitles | يوجد بها رافعة للكرسي المتحرك |
- Bence sandalye için hazır. | Open Subtitles | -دينس) لم يرغب بإستخدام الكرسي) اعتقد انه جاهز للكرسي |
Sandalyeye oturmadan duş alabiliyor. | Open Subtitles | يستطيعُ الإستحمامَ من دونِ الحاجةِ للكرسي |
Sahibi kahve almak için içeri girdiğinden, kayışı bir Sandalyeye bağlıydı. Israrla çabalaması beni selamlamak içindi ya da belki kulağını kaşıtmak için. | TED | وكان طوقه مربوطاً للكرسي لأن صاحبها دخل ليشتري القهوة وكانت مصممة بجهودها على تحيتي , وربما أن تحصل على حكة خلف أذنها . |
Bir Sandalyeye kablo ile bağlıyken uyumak zor olmalı. | Open Subtitles | النوم نوعا ما صعب وأنت مقيد بسلك للكرسي |
Mahsuru yoksa Sandalyeye oturabilir misin? | Open Subtitles | لذا , إن سمحت بأن تقفزي للكرسي من أجلي |
O tekerlekli Sandalyeye ihtiyacı bile yok. | Open Subtitles | إنه لا يحتاج للكرسي المتحرك |
koltuk açısından da öyle sanırım. | Open Subtitles | جيد بالنسبه للكرسي ايضا،علي مااعتقد |
koltuk Arayüz Yeteneği (CIA). Bir sıralama sistemimiz var. | Open Subtitles | لدينا نظام كبير للكرسي |