Ben de basın toplantısı için hazırladığım notların üzerinden geçiyordum. | Open Subtitles | فقط ذِهاب فقط علي اخذ الملاحظات للمؤتمر الصحفي. |
Senin kamera önünde olamayacak olman hoş değil ama basın toplantısı için buralarda ol. | Open Subtitles | مؤسف أنك لا تظهر أمام الكاميرا لكن أبقى للمؤتمر الصحفي |
- basın toplantısı için hazır mısın? | Open Subtitles | هل أنتَ مستعدٌ للمؤتمر الصحفي ؟ |
basın toplantısına katılmak istiyorsanız on dakika sonra gitmek zorundayız. | Open Subtitles | ينبغي عليك المغادرة بعد عشرة دقائق إذا كنت تريد المضي على مواعيد جدولك الزمني للمؤتمر الصحفي الدولي يا سيدي |
Laugesen o mektuba güveniyor. Ben Başbakanın basın toplantısına gidiyorum. | Open Subtitles | لاغسن يعول على رسالة الوداع تلك انا ذاهبة للمؤتمر الصحفي لرئيسة الوزراء |
Merhaba millet. Başbakan bugünkü basın toplantısına gelemeyecek. | Open Subtitles | مرحبا، رئيسة الوزراء لن تحضر للمؤتمر الصحفي |
Jon Jon, basın toplantısı için kemerleri çıkar, tamam mı? | Open Subtitles | (جون)، (جون) أحضر تلك الأحزمة للمؤتمر الصحفي الآن، حسنًا؟ |
İçeri geçip yemek yiyelim. Şu basın toplantısına hazırlanalım. | Open Subtitles | علينا أن ندخل ونأكل و نستعد للمؤتمر الصحفي |
- Hayır. Çıkarttığımız federal fon hakkındaki basın toplantısına hazırız. | Open Subtitles | لا , نحن مستعدون للمؤتمر الصحفي |
basın toplantısına gidiyordum ki Bjorn Marrot çıkageldi ve sosyal yardımın temel malî kaynağı olan erken emekliliğin iptali hakkında fikir değiştirdiğini bildirdi. | Open Subtitles | وانا في طريقي للمؤتمر الصحفي واذا ببيورن... ...يتحدث معي عن موقفه الجديد من الحد من ظاهرة التقاعد المبكر |
basın toplantısına geçmeliyim. | Open Subtitles | يجب ان أذهب للمؤتمر الصحفي |
basın toplantısına hazırlanmadım. | Open Subtitles | لم أكن مُستعد للمؤتمر الصحفي. |