Evim sanatla çevriliydi ve erken yaşta sanat eğitimim oldu, yaz tatillerinde müzelere, sergilere götürülürdüm zorla. | TED | كان منزلي محاطاً بالفن، وتلقيت تعليمًا فنيًّا مُبكرًا، حيث كان يتم سحبي للمتاحف والمعارض خلال عُطل الصيف. |
Hepsini almayacağım, Can. Bunların çoğu müzelere koyulacak. | Open Subtitles | لن أحتفظ به كله, ستذهب معظم تلك التحف الفنية للمتاحف |
Otelde kalacağız, müzelere gideceğiz restoranlarda yemek yiyeceğiz. | Open Subtitles | سنبقى في فندق وسنذهب للمتاحف ونتناول الطعام في المطاعم |
Yaşım tutmaya başladığından beri New Jersey'den buraya gelip gösterilere, konserlere ve müzelere giderim. | Open Subtitles | ,عندما كبرت بما فيه الكفاية سأنتقل من نيوجرسي إلى هذه المدينة .لرؤية البرامج والحفلات والذهاب للمتاحف |
müzeye gitmemeye karar vermiştik, çok sıkıcı. | Open Subtitles | لقد اتفقنا أن لا نذهب للمتاحف, إنها مملة |
Ayrıca,müze güvenliği konusunda bir uzman olarak Londra, New York, Chicago ve Madrid'de önemli müzelere özel danışmanlık yapıyorum. | Open Subtitles | لدى سلطة ايضاْ على أمن المتحف بسبب كونى مستشار خاص ... للمتاحف الرئيسية |
Hep, müzelere falan giderim diye planlıyorum. | Open Subtitles | دومًا أفكر أن أذهب للمتاحف وما إلى ذلك. |
Belli ki müzelere gitmeyi seviyor. | Open Subtitles | على ما يبدو أنها تُحب الذهاب للمتاحف |
müzelere gideriz, kız kıza gezeriz. Tamam, geleceğim. Bailey. | Open Subtitles | .سنذهب للمتاحف ونزهة نسائية فقط - .حسنٌ, سأفعل - |
Birkaç tane de müzelere verilmiş. | Open Subtitles | وصخور أخرى للمتاحف. |
Sato bunları müzelere satıyor. Tam onun yapacağı bir iş. | Open Subtitles | "ساتو" يبيعها للمتاحف |
Bilirsin işte, maça ya da müzeye gittik. | Open Subtitles | نذهب للمسرحيات للمتاحف |