Antropologlar bir tür evrensel kişilik testi olarak resimleri uzaktaki topluluklara gösterdi. | TED | وأظهر علماء الأنثروبولوجي الصور للمجتمعات النائية كنوع من اختبار الشخصية الشامل. |
Hareketli Kaynak Köyleri. Tüm kaynakları bir araya toplayan San Francisco'nun daha geniş bölgesindeki izole topluluklara ulaşan, mobil tıbbi, sosyal servisler ile dükkânlar içeren bir köy. | TED | تُدعى قرية اللجوء المنبثقة، وتقوم بجلب جميع أنواع الموارد للمجتمعات المعزولة في سان فرانسسكو، بما في ذلك الخدمات الطبية المتنقلة، الخدمات الاجتماعية والمحلات. |
Hepsi de inanılmaz yeni şekillerde karşılanabilir konutlar yapıyorlar, ama ayrıca farklı şehirler de yapıyorlar, çünkü yerel topluluklara yönelik şehirler inşa ediyorlar; yerel iklimlere ve yerel inşaat tekniklerine göre. | TED | جميعهم يقومون ببناء شكل جديد من المساكن المُذهلة بأسعار معقولة، لكنهم أيضاً يقومون ببناء مدن التنوع، لأنهم يقومون بتصميم مُدن تستجيب للمجتمعات المحلية، والمناخ المحلي و أساليب البناء المحلية. |
Demokratik toplumlar için vatandaşlarına inşa etme hakkı tanımaları ne manaya gelir? | TED | ماذا يعني ذلك للمجتمعات الديمقراطية لإعطاء حق البناء لمواطنيها؟ |
insan hakları mesajını, inancımızın prensiplerini ihya etmek için başka seçeneğimiz yok. Bizim için değil, ailenizdeki kadınlar için değil, bu odadaki kadınlar için değil, dışarıdaki kadınlar için de değil, kadınların katılımıyla dönüşebilecek toplumlar için. | TED | ليس لدينا حلّ آخر سوى استعادة رسالة حقوق الانسان و مبادئ ديننا. ليس لنا، ليس للنساء في عائلتك، ليس لأجل النساء اللاتي في هذه القاعة، و لا لأجل النساء اللاتي خارجها، ولكن للمجتمعات التي سوف تتغير بمشاركة النساء. |
12 yaşındaydım ve lisede ilk yılımda iken gelişmekte olan ülkelerdeki topluluklar için para toplamaya başlamıştım. | TED | وعندما كنت في 12 وفي أول عام من دراستي الثانوية. بدأت في جمع الأموال للمجتمعات في الدول النامية. |
dedim. Çift taraflı bir kazançla hem yosunları temizleyerek cevre bakımını sağlamak, hem de bu bitkiden zarar gören topluluklar için ekonomik kazanç üretmek. | TED | حلً مربح ونتائجه مفيدة للطرفين بواسطته يتم الاعتناء بالبيئة بإزالة الأعشاب عن الممرات المائية ومن ثم يتم تحويلها إلى منفعة إقتصادية للمجتمعات الأكثر تأثراً بسبب اجتياح هذه الأعشاب الضارة. |
Ben de birinci elden, konaklama sektörünün ihtiyacı olan topluluklara nasıl altyapı desteği sağlayabildiğine tanıklık ettim. | Open Subtitles | نعم، يمكن أن أرى بنفسي كيف... ... صناعة الضيافة... ... يمكن أن توفر البنية التحتية للمجتمعات في حاجة إليها. |
Leandro'nun projesini Rio'daki diğer az gelirli topluluklara taşımakla ilgili hırslı planları var. Jovita ise kurulmasına önayak olduğu emniyet biriminde gönüllü olarak çalışıyor. | TED | لدي "ليوناردو" خطط طموحه أن ينقل نموذجه للمجتمعات ذات الدخل المنخفض الأخري في "ريو" و"جوفيتا" تطوعت في الوحدة الشرطية التي ساعدت في إنشائها. |
Her sabah ofislerinin önünde 600 kişi kuyruğa girip karakterlerini geri istiyorlar. (Gülüşmeler) Bu topluluklar üzerine kurulmuş şirketlerle ilgilidir. topluluklara paylaşabilecekleri araçlar, platformlar, kaynaklar sağlarlar. | TED | يوميا هناك 600 شخص ينتظرون بالصف خارج مكاتبهم للمطالبة بشخصيتهم الخاصة إذا هذا هو نوع الشركات المبنية على المجتمعات، التي توفر الأدوات للمجتمعات الموارد, المنصات التي يمكنهم التقاسم عبرها . |
topluluklara değerli şeyler satarım, | Open Subtitles | أنا أبيع السندات للمجتمعات |