Şehir kayıp çocuğu kurtarmaya yardım etmek için ne yapıyor? | Open Subtitles | ماذا يمكن للمدينة أن تفعل للمساعدة في إنقاذ الطفل المفقود |
Ve aynı zamanda çocuk felcini yok etme programı birçok farklı alanda yardım etmek için çalışıyordu. | TED | و في نفس الوقت ، فإن برنامج القضاء على شلل الأطفال قام بالعمل للمساعدة في أنحاء أخرى. |
Eğer herhangi birinizin rol yapmak için yardıma ihtiyacı varsa oyunculuk dersimden bazı şeyler öğrendim. | Open Subtitles | و إذا كنتم بحاجة للمساعدة في الادعاء بأن الحلوى لذيذة فأنا تعلمت بعض الأشياء في صف التمثيل |
Erzak ve tıbbi yardım, artı istikrarı tekrar sağlamanıza yardım için destek personel. | Open Subtitles | طعام , وإمدادات طبية إضافة للدعم بأشخاص للمساعدة في إستقرار الوضع على كوكبك |
tamam bu odayı ucuz bir fiyata kiralayabiliriz ev için yardım iyi olur, | Open Subtitles | إذاً, سنؤجرها بسعر منخفض للمساعدة في مصاريف المنزل |
Neyse ki, burada bize yardım etmesi için kullandığımız harika bir matematik var, optimum durma teorisi adlı. | TED | لحسن الحظ، هناك جانب شهي من الرياضيات يمكننا استخدامه للمساعدة في هذا الصدد، ويدعى نظرية التوقف المثالي. |
Müşteri getirtmeye yardımcı olmak için, benden onun Denizkızı gösterisini çekmemi istedi. | Open Subtitles | أرادني أن أصور عرض حورية البحر الخاص به للمساعدة في جلب الزبائن |
Daha önce, mültecilere yardım etmek için bizden ayda on beş saat bağış yapmamız istenseydi muhtemelen hayır derdik. | TED | من قبل، لو طُلب من أحدنا التبرع ب 15 ساعة في الشهر للمساعدة في أزمة اللاجئين ربما كنا لنقول لا |
Çocuklar tarlalarda yardım etmek için gittiğinde Camma, göz enfeksiyonu olan yaşlı bir kadını ziyaret etmek için karşı köye geçiyor. | TED | عندما يذهب الأطفال للمساعدة في الحقول تتوجه كاما نحو القرية لتزور سيدة عجوز مصابة بإنتان في العين |
Siz ikiniz Magwar-sama'nın araştırmasına yardım etmek için geldiniz, değil mi? | Open Subtitles | لقد جئتما للمساعدة في أبحاث السيد مقوار,اليس كذلك؟ |
Bu yüzden ben ve bu ajanlar buraya kadar senin bulunmana yardım etmek için geldik. | Open Subtitles | لكي نحضر انا والعملاء الذين هنا للمساعدة في العثور عليك |
Çevreyi yoketmek için değil korumaya yardım etmek için gittiğim hukuk fakültesi. | Open Subtitles | كلية الحقوق التي إلتحقت بها للمساعدة في حماية البيئة وليست المساعدة على تخريبها |
- Bilmiyorum. Ve kalıcı kalemi tahtadan temizleyebilmek için yardıma ihtiyacım var. | Open Subtitles | لا أعرف، وسأحتاج للمساعدة في مسح الحبر الدائم من على السبورة |
İnsanların âşık olmak için yardıma ihtiyaçları yoktur. | Open Subtitles | إن الناس ليسوا بحاجة للمساعدة في الوقوع في الحب. |
Onu yukarı taşımak için yardıma ihtiyacın olduğunu varsayıyorum. Hâlâ bazı ayrıcalıklarım var. | Open Subtitles | أفترض أنّكِ بحاجة للمساعدة في حملها ما زلتُ أملك امتيازات للطوابق |
yardım için geri dönmen benim için çok değerli. Bunu bil. | Open Subtitles | أريدُ أن أخبركِ أن قدومكِ للمساعدة في الأستوديو يعني الكثير لي. |
Kendisi B.E.'in okyanus ötesi ihracatının tanıtımına yardım için burada bulunuyor. | Open Subtitles | عند وصولها إلى البعثة للمساعدة في تعزيز الصادرات البريطانية في الخارج. |
Maalesef öğle yemeğini kaçırdınız ancak yukarıya yardım için tam vaktinde geldiniz. | Open Subtitles | أخشى أنك فوتت الغداء ولكنك عدت في الوقت المناسب للمساعدة في الأعلى |
Rosalee'ye, çocuklar yararına Tad Hamilton'la randevu için yardım? | Open Subtitles | هلا ساعدت روزالي لربح موعد مع تاد هاملتن للمساعدة في انقاذالأطفال؟ |
Minnacık cici soykırımınıza yardım etmesi için parlak, siyah bir yüz mü arıyorsunuz? | Open Subtitles | إن أردتم وجها أسودا لامعًا للمساعدة في تبرير إبادتكم الجماعية الصغيرة؟ |
Tok'ra'yı Tollana'ya çağıracağız, Goa'uld Klorel'in çıkarılmasına yardımcı olmak için. | Open Subtitles | سنستدعى توكارا للقدوم إلى تولان للمساعدة في إزالة الجوؤولد كلوريل |
Şimdi Jupiter'e çöp toplamaya yardım etmeye gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أذهب الآن للمساعدة في جمع العلب على المشتري |
Zaten sizinle sonsuza kadar kalamazdım, ayrıca babamın bozgunuyla ilgili yardıma ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | ،حسنا، لا يمكنني أن أعيش معكم إلى الأبد كما أنني إحتجت للمساعدة في التعامل مع والدي |
Ve yan tarafta her zaman gördüğünüzle alakalı size yardımcı olacak örnekler olacak. | TED | وعلى الجوانب سيكون هناك دائمًا أمثلة كثيرة عما تراه تحديدًا، للمساعدة في الإرشاد. |
Bulmasına yardım edecek herkese 20 real verecek. | Open Subtitles | سيدفعُ 20 ريالاً للجميع للمساعدة في إيجاده. |