Omuriliğinizdeki sakral bölgeye sinirler boyunca sinyaller gönderirler. | TED | ترسلُ إشارات على طول الأعصاب لديك للمنطقة العجزية في حبلك الشوكي. |
Yarın rüzgarlı bölgeye kadar gidecek ve sana veda edeceğim. | Open Subtitles | و الأن غدا, سوف أذهب باحرا للمنطقة العاصفة و سوف أذهب لأقول لكى الوادع |
Şimdi Mısırlılar Mübarek'in 30 yıllık devrini sona erdirdiklerine göre onlar imkan dahilinde Bölge için bir örnek olabilirler. | TED | لذلك الآن بعد إنهاء المصريين لحكم مبارك لثلاثين سنة، من المحتمل أن يكونوا مثالا للمنطقة. |
Bölge Savcı Yardımcısı Arnold Merto. | Open Subtitles | المدعى العام للمنطقة المساعد آرنولد ميرتو |
Bunu yapmak için nükleer santralin etrafındaki bölgenin kaba bir topografik haritasını yaptık ve | TED | وللقيام بذلك، قمنا ببناء خريطة طبوغرافية للمنطقة حول محطة توليد الطاقة النووية. |
Duyduğuma göre her bölgede yaş grubuna göre oluşturulmuş küçük gruplar varmış. | Open Subtitles | سمعت أنّه كان هناك اجتماعات صغيرة وفقا للمنطقة والعمر |
Şu anda okuduğum değerler sıcak alanın daha sıcaklaştığı yönünde, soğuduğu değil. | Open Subtitles | أنا أحصل على القراءات الحرارية للمنطقة الساخنة وهي تزداد سخونة، وليس برودة |
ABD Güçleri, Bin Ladin'in saklandığı bölgeye iki ay girmedi. | Open Subtitles | قوات الولايات المتحدة الخاصة لم يذهبوا للمنطقة التى كان فيها بن لادن طوال شهرين شهرين؟ |
Amcamın miras işleri bu bölgeye gelmeme neden oldu, gelmişken arkadaşlarıma uğrama zevkini de tatmak istedim. | Open Subtitles | ميراث عمي جلبني للمنطقة و لم أستطع مقاومة زيارة أصدقائي |
Geri döndüğümde güvenli bölgeye gideceğiz, tamam mı? | Open Subtitles | وعندما اعود نحن سنذهب للمنطقة الامنة حسناً؟ |
Çekici olan bir, Bölge savcısı asistanı ki bu onu bir şekilde bize karşı tehdit haline getiriyor. | Open Subtitles | إنَّ ذلك المُثير هو، المُدَّعي العام المساعد للمنطقة لذا فهو مصدر تهديد لنا |
Altı ay içinde, 51. Bölge'den izi sürülebilen en azından on tane patent alındı. | Open Subtitles | في الأشهر الست الأخيرة , هناك على الأقل عشرة براءات من الإختراعات يعود فضلها للمنطقة 51 |
Bölge'ye geri döndüm ve adaptörü sabote ettim. | Open Subtitles | توجهت عائداً للمنطقة 51 وقمت بتخريب المحول |
Bu resimde inerken çekilen bir bölgenin fotoğrafı. | TED | و هذه صورة للمنطقة التي نزل فيها المجس. |
Bu, bu öğleden sonra itibariyle, istila edilen bölgenin bir haritası. | Open Subtitles | هذا هو تحديد للمنطقة المصابة حتى هذه الظهيرة |
Güvenli bölgenin kontrol noktaları olan beş girişi var. | Open Subtitles | يوجد 5 مداخل للمنطقة الآمنة نتحكم بها نحن |
Yasak bölgede yaptığı araştırmada bilinenden çok daha eski kültürler buldu. | Open Subtitles | ، و في بعثته للمنطقة المحظورة اكتشف أثار لحضارة أقدم من التاريخ المدون |
alanın sağlık kontrolünü yapmak adına takım adalarını yayan bir şekilde develerle ve yelkenlilerle geçmeye karar verdik. | TED | أردنا عبور الأرخبيل سيراً، وعلى الجِمَال، وبالمركب الشراعي لننخرط في فحص ناجع للمنطقة. |
Adalet Bakanlığı'nın Güney Bölgesi'nde asistan olduğumu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلم أنني مساعد محامي الولايات المتحدة للمنطقة الجنوبية.أليس كذلك. |
Tamam, bölgedeki direklerde trafik kameraları var ama kanyonlara yaklaşınca uydu görüntülerine ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | ,حسناً، كالاترانز لديه كاميرات مراقبة للمنطقة ولكنك ستحتاج إلى تغطية من القمر الصناعي بمجرد أن يقترب من منطقة الوادي |
Robotun objeyi nereden alması gerektiği ve taşıyacağı alan planlanıyor, | TED | سيقوم برسم خريطة للمنطقة التي يجب على الروبوت التقاط الشيء منها |
Tüm devriyeler hemen A bölgesine. | Open Subtitles | على جميع الدوريات الذهاب للمنطقة أ فوراً |
Kızılderili bölgesinde yetkisi olan, | Open Subtitles | تنعقد الآن المحكمة الامريكية للمنطقة الغربية |
Bilimsel metodolojinin bir aşırı uçtan diğer aşırı uca gittiğini ve ortadaki geniş alana dokunmadığını söyledi. | TED | قال أن منهجية البحث العلمي قد عالجت المسائل الصغيرة والكبيرة، بدون التطرق للمنطقة الشاسعة التي تتوسطها. |