Başka bir Telefon girişi daha gördüm. Diğer Telefon nerede? | Open Subtitles | لقد لاحظت وجود فيشة أخرى للهاتف إلى أين تؤدي تلك؟ |
Büyükannem Telefon bağlama şirketinde çalışırdı ve bu dönemde Nehru ile Edvina Mountbatten arasındaki bir çok görüşmeye kulak misafiri olmuştu. | TED | لقد كانت تعمل كعامل توصيل للهاتف واعتادت سماع محادثات بين نيهرو و إدوينا موناتاباتن |
Kendisi Telefon etmeye gittiğinde saatin kaç olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | الآن ، هل لاحظت كم كانت الساعة عندما توجه للهاتف ؟ |
Fellgiebel'den haber alana kadar bir şey yapmıyorum. Onu hemen telefona bağla. | Open Subtitles | أنا لن أفعل أي شئ حتى أسمع من فيلجيبل أعده للهاتف الآن |
Şu an telefona cevap veremiyoruz ama isminizi ve Telefon numaranızı bırakırsanız, sizi geri ararız. | Open Subtitles | إننا متأسفون للغاية لا نستطيع الوصول للهاتف الآن و لكن إذا تركت أسمك و رقمك سنرجع إليك فورا بمجرد ان نتمكن من ذلك |
Hiç telefonu olmayan ve sadece beyazların yaşadığı minik bir kasabada saplanıp kalmak. | Open Subtitles | أنْ أعلق ببـلـدة صغير لا يوجد بها تغطيّة للهاتف وكـلّ الناس بها بيضاء |
ivme ölçer sensörüne bakmadı. İvme ölçer akıllı telefonun dikey yönelmesini saptayan şeydir. | TED | مقياس التسارع هو الشيء الذي يحدد الإتجاه العمودي للهاتف الذكي. |
Hayır hayır, kapatma, beni almaya biri gelecek, Telefon gelince. | Open Subtitles | لا، لا تغلقه سوف يأتي شخص ما لطلبي للهاتف |
- AAA'yı kaçırmak istemiyorum. - Telefon için minnettarız. | Open Subtitles | ـ أنا لا أريد أن نفوِّت الذ قَدِم لمساعدتنا ـ شكراً للهاتف |
Telefon için bana 50.000 won öde ve git. | Open Subtitles | أعطني 50.000 وون ثمناً للهاتف وغادر فحسب |
Sana yardım etmem için bana yardımcı olmalısın bir sosyal güvenlik numarası göremiyorum, yazışma adresi, bir Telefon numarası bile yok. | Open Subtitles | عليك أن تساعدنى لأُساعدك أنا لا أرى رقم تأمين إجتماعى.. أو عنواناً للمراسلة أو حتى رقماً للهاتف |
Sana yardım etmem için bana yardımcı olmalısın bir sosyal güvenlik numarası göremiyorum, yazışma adresi, bir Telefon numarası bile yok. | Open Subtitles | عليك أن تساعدنى لأُساعدك أنا لا أرى رقم تأمين إجتماعى.. أو عنواناً للمراسلة أو حتى رقماً للهاتف |
Şerif'in bürosu. Şu anda telefona gelemiyor. | Open Subtitles | مكتب المأمور، أنا آسفة هو لا يستطيع المجىء للهاتف الآن |
Mahkemede sana ihtiyacım var, ve telefona ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج إليك في قاعة المحكمة وأحتاج أيضاً للهاتف |
Tatlım, yeter. telefona ihtiyacım var. Barışmamız gerek. | Open Subtitles | هيا يا عزيزتي، كفى، أحتاج للهاتف يجب أن نتصالح، دعينا نتصالح |
telefona ihtiyacım var. | Open Subtitles | عزيزتي انا شرطي و احتاج للهاتف فورا عفوا لكن |
Lanet olsun, kadın. telefona git! Batıya gittiğimizi söyle! | Open Subtitles | عليك اللعنه يا إمرأه إذهبى للهاتف أخبريهمأننافى الغرب. |
Ve beni en çok rahatsız eden ve şaşırtan şey onun sabit hatlı telefonu kullanışıydı. | TED | والوضعية التي أغضبتني وأدهشتني أكثر هي استخدامه للهاتف الأرضي. |
Geçen sene itibariyle altı milyar cep telefonu kullanıcısı bulunuyor. | TED | هنالك ستة مليار اشتراك للهاتف النقال من السنة الماضية |
Burada muhteşem olan şey teknoloji sayesinde telefonun görebilmesinin ve anlayabilmesinin mümkün olması, tıpkı insan beyninin yaptığı gibi. | TED | والشيء الرآئع خلف ذلك هو التقنية المستخدمة التي تسمح للهاتف بالمشاهدة والتحليل مثلما يفعل المخ البشري. |
Siz verdiğim şu minik cep Telefonuna ne oldu efendim? | Open Subtitles | ما حدث للهاتف الذي اعطيتك اياه ، يا سيدي؟ |
Lorraine sana cep telefonundan ulaşamamış. | Open Subtitles | لورين حاولت الوصول للهاتف لكنها لم تستطيع |