Evet ama bu adamın olay yerinden kaçmak için acelesi yok. | Open Subtitles | نعم, ولكن هذا الرجل ليس في عجلة للهرب من مسرح الجريمة |
Daha çok Mars sembolü çevirdim. kaçmak için bir yol var. | Open Subtitles | ترجمت المزيد من الرموز المريخية هناك طريقة للهرب من هذا الكوكب |
Dünyanın pek çok yerinde, yaklaşık olarak 60 milyon kişi savaş, şiddet ve zulümden kaçmak için yurtlarını terk etmek zorunda kalıyor. | TED | يوجد حول العالم ما يقارب 60 مليون شخص ممن أكرهوا على ترك منازلهم للهرب من الحرب أو العنف أو الاضطهاد. |
Nezaretteki iki adam kaçmaya çalıştıktan sonra teslim oldular. | Open Subtitles | إستسلم الرجلان المعتقلان بعد محاولة قصيرة للهرب من خفر السواحل |
Yaratıcı yazarlık, hayalinizde, hapishaneden uzaklaşmak için harika bir yoldur. | Open Subtitles | الكتابة الابداعية هي طريقة رائعة للهرب من السجن في مخيلاتكم |
ÖIümlü bedeninden kaçmanın bir yolunu buldu. | Open Subtitles | لقد وجدت طريقة للهرب من من سجنها البشري لفترة محددة |
Scotland Yard hapishanesinden üstelik dünyanın en önemli polis teşkilatının gözetimi altındayken kaçmayı nasıl başardığını açıklayabilirsiniz . | Open Subtitles | كيف أن لين المعتوهة دبرت للهرب من حدود اسكوتلاند يارد تحت مراقبة أفضل قوة بوليس في العالم |
Ve planım, bulunduğum bu durumdan kurtulmak için bu bilgiyi kullanmak. | Open Subtitles | ونيتي استخدام تلك المعلومات للهرب من الوضع التي وجدتُ نفسي فيه |
Doğru. Acil durumda yaptı, suikastçiden kaçmak için. | Open Subtitles | هذا صحيح ، لقد فعل هذا فى حالة طارئة للهرب من قاتل محترف |
Sokar erken uyarılırsa,... ..patlamanın etkisinden kaçmak için zamanı olacak. | Open Subtitles | لو تم إنذار سوكار فسيكون لديه الوقت للهرب من مدى الإنفجار |
Bazıları jüri görevinden kaçmak için herşeyi yaparlar. | Open Subtitles | البعض يفعل اي شيء للهرب من واجب هيئة المحلفين |
Bütün o pislikten kaçmak için Opie'yi yanıma aldım ve gittim. | Open Subtitles | أنا من أخذت " أوبي " معي للهرب من كل هذا |
Bütün bu gazabın üstüne gelip kömür olmadan kaçmak için 10 saniyen var. | Open Subtitles | أمامكِ 10 ثواني للهرب من تلك الغرفة و تحتفظين بما تبقى لديكِ |
Teröristlerin saldığı B.O.S.'lerden kaçmak için tüm ordu şehri terk etti. | Open Subtitles | تم إخلاء القوات من المدينة للهرب من الأسلحة البيلوجية التي أطلقها الإرهابيون |
Fakirlerden kaçmak için yaptığımız bir yeraltı cennetinde. | Open Subtitles | في الجنة المختبئة التى بنيناها للهرب من الفقر |
Şimdi Hisar'ın tuzağından umutsuzca kaçmaya çalışıyorlar... | Open Subtitles | الان نجدهم هاربين , شديد الحاجة للهرب من الفخ الذي يسمي القلعة |
yanımdan kaçmaya çalıştığında, erkekliğim zedeleniyor. | Open Subtitles | للهرب من رفقتي، أنها تكسر قليلاً من رجولتي |
Eğer onlar da benim gibi zeki iseler, onlar çoktan şehirden uzaklaşmak için yola çıkmışlardır bile. | Open Subtitles | إن كانوا أذكياء مثلي فإنهم في الغالب في طريقهم للهرب من المدينة |
Evden uzaklaşmak çok eski bir gelenektir ama sen bunu ailenden uzaklaşmak için yapmıyorsun. | Open Subtitles | الهروب من المنزل هو تقليد مقدس عبر العصور و لكنك لا تقومين به للهرب من والديك |
Buradan kaçmanın yollarını. | Open Subtitles | في طرق للهرب من هنا |