Yaşlı Amerikalılar iş başvurularında büyük dezavantajlara sahiptir. | TED | المتقدمون في العمر من الأمريكيين في وضع لا يحسدون عليه في طلبات التقدم للوظائف بشكل كبير |
Online iş başvurusu yapmak zamanımızın en kötü dijital deneyimlerinden biri. | TED | التقدم للوظائف عبر الإنترنت هي واحدة من الأسوأ الخبرات الرقمية في عصرنا. |
bu, Afrika'nın hızla büyüyen ve çaresizce iş arayan yetenekli gençlerle dolu şehirlerine enerji sağlamak demek. | TED | بل هي الطاقة لمدن أفريقيا التي تنمو بسرعة وتزداد فيها أعداد الشباب والأشخاص القادرين في حاجة ماسة للوظائف |
eğer hala anlayamadıysanız ,insanları önemseselerdi ortada taşeronlar olmazdı endüstri umursamaz insanları işe almalarının sebebi henüz otomasyona geçmemiş olmalarıdır terbiyeden ve ahlaktan bahsetmeyin , gücümüz yetmez ve iş hayatında kalamayız şunu belirtmek önemli ki sosyal sisteme bakılmaksızın faşist mi ,sosyalist mi ,kapitalist mi ve komünist mi diye | Open Subtitles | إذاكنتلا تزاللاتفهم , لن يكون هناك أي تصديرٍ للوظائف للخارج لو كانوا يهتمون حقاً بالناس. الصناعة لا تهتم. |
Bir iş için hesap makinesinden mesaj yolluyor. | Open Subtitles | الرسائل النصية على الألة الحاسبة للوظائف ألأخرى. |
Yüksek eğitim ve yeni iş eğitimleri konusuna verilecek pay ne olacak? | Open Subtitles | ماذا عن تخصصات لتعليم عالي وتدريب للوظائف الجديده؟ |
Sorun bazı işlerin iyi bir iş olmaması ve birçok vatandaşın bu yeni oluşan iyi işler için vasıfsız olması. | TED | يكمن التحدي في أن العديد من تلك الوظائف ليست وظائف جيّدة، ولا يمكن للعديد من المواطنين أن يكونوا مؤهلين للوظائف الجيدة التي يتم إنشاؤها. |
Kasiyer, kredi memuru veya taksi şoförü gibi dar iş tanımları oluşturduk ve sonra bu tekdüze görevler etrafında insanların tüm kariyerlerini oluşturmasını istedik. | TED | لقد وضعنا مفهومات ضيقة للوظائف مثل أمين الصندوق، ومعالج القرض أو سائق سيارة أجرة ثم طلبنا من الناس تشكيل مهن كاملة على تلك المهام الصغيرة |
Xiao Yan'ı iş başvurusunda, hem de o kalabalıkta, hemen farkettim. | Open Subtitles | لقد اخترت "تشاو يان" من بين حشد من المتقدمين للوظائف |
İkinizde yeni iş aramak zorunda kalırsınız. | Open Subtitles | أنت ستكون كلاهما نظر للوظائف الجديدة. |
Bu yüzden, hafta sonu benimle Orson İş Fuarı'na geliyorsun. | Open Subtitles | لذلك ستأتي معي إلى معرض هورسون للوظائف . |
Yani, bildiğiniz gibi sizin raporunuz yüzünden, bütün adaylar iş için burada onlar için iş hayatında geniş, iyi bir deneyim olacak. | Open Subtitles | أقصد, كما تعلمين بسبب التقرير الخاص بك, جميع المرشحين للوظائف هنا... لديهم خبرات عالمية |
Ve iş eğitimi arkasındaki fikir nedir? | Open Subtitles | والفكره خلف التدريب للوظائف هي؟ |
İş başvurusu yapan bir kadını nette araştırınca çıplak fotoğrafları çıkıyor, cinsel hastalıkları var gibi sahte iddialar, seks için uygun oldukları imasıyla adresleri, gerçek örnekleri var insanlar bu beklentiyle, onların kapılarına dikiliyor. | TED | أظهرت بحوث الانترنت للنساء المتقدمات للوظائف صورًا عارية لهن، ادعاءات كاذبة بأن لديهم أمراضًا جنسية، تشير عناوينهم إلى أنهم متاحون لممارسة الجنس مع نماذج حيّة لأشخاص يظهرون عند هذا المنزل بدعوى الجنس. |
İş için yakarıyorlar. | Open Subtitles | بل طالبين للوظائف |
İş başvuruları yapıyordu. | Open Subtitles | التقدّم للوظائف. |
Ama cinayet gecesi Sacramento'daki bir iş fuarındaymış. | Open Subtitles | لكنّه كان في ليلة الجريمة في معرض للوظائف بـ(ساكرامنتو). |
"İş sağlayabilirler. | Open Subtitles | المفتاح للوظائف |
Ama ne FEMA'nın parası ne de diğer ajansların fonları bir daha hiçbir koşulda senin şu iş programın için kullanılmayacak. | Open Subtitles | لكن تمويلات (الوكالة الفدرالية لإدارة الطوارئ) أو تمويلات أية وكالة أخرى لن تستخدم لبرنامجك للوظائف ثانية تحت أية ظروف |
Klasik bir iş sahibi birisi olmadığını ya da karısı komadayken benimle evlenemeyeceği gerçeğini kabul edebilirim ama barımı böyle bir tehlikeye atmamalıydı. | Open Subtitles | أعني، بإمكاني تغافل حقيقة أنّه ليس من النوع المُحبّ للوظائف أو أنّه لا يستطيع الزواج مني بينما زوجته في غيبوبة، لكن ما كان يجدر به وضع حانتي في خطر أبداً. -عفواً... |