Daha eşit bir toplumun ortak bir vizyonla genç topluluğun üyesi olduklarını ve bu toplumda kendi güçleri olduğunu öğrendiler. | TED | علموا أنهم كانوا أعضاء في مجتمع من الشباب مع رؤية مشتركة لمجتمع أكثر عدالة، وتعلموا أن لديهم السلطة داخل هذا المجتمع. |
Uzun metrajlı belgeselim, özgür bir toplumun, medyanın nasıl kullanılacağını bilenler tarafından nasıl damgalandığını gözler önüne seriyor. | TED | يوضح فلمي الوثائقي كيف يمكن لمجتمع حر أن يقاد عن طريق من يعرفون إستخدام الإعلام |
Bir kişinin tüm kimliği "Ebola'yı atlattı"dan ibaret olursa o toplum kendisini nasıl iyileşmiş olarak düşünebilir? | TED | وكيف يمكن لمجتمع أن يعتبر نفسه بأنه شفي عندما تتحدد هوية الشخص الكاملة بأنه تعافى من إيبولا؟ |
O siyah topluluk için tek rol modeli; Jesse Jackson'ı umursamam. | TED | هو المثال الوحيد لمجتمع السود, لا يهم جسي جاكسون أيضًا |
Tamam, tamam anladık. Burası... Gizli Yamyamlık Derneği sığınağı. | Open Subtitles | حسناً ، حسناً ، فهمنا ذلك هذا مخبأ سرّي لمجتمع آكلي لحوم البشر |
Gülümsemeyle. Yetişkin sosyetesine giriş akşamın bu akşam. | Open Subtitles | الليله هي بداية دخولك لمجتمع الناضجين |
Bir süre yürüdük ve dedim ki "Hadi esnaf topluluğu için bir şeyler yapalım." | TED | تحدثنا لفترة من الوقت وقلت، هيا نفعل شيئًا لمجتمع الحرفيين |
21. Yüzyılın toplumu için hangi kurumları kurmak istiyoruz? | TED | ما هي المؤسسات التي نريد بناءها لمجتمع القرن الواحد والعشرين |
atıkların ve diğer tesislerin yeri konusunda bilinçlendirir, ve aslında doğru yapıldığı zaman bunlar toplumun yaşam kalitesini olumsuz etkilemez. | TED | وأماكن النفايات والمرافق الأخرى والتي إن تمت بشكل صحيح، لا تقلل من نوعية الحياة لمجتمع ما |
Genel olarak görünüşünü beğensem de ne yazık ki sen, zengin ve pisboğaz toplumun bir ürünüsün. | Open Subtitles | بينما انا عموما يعجبني منظرك انت منتج حزين لمجتمع غني وشره |
O yıllarda olgunlaşmak şunu gerçek hale getirdi özgür bilgi akışı kavramı, dinamik ve özgür toplumun düzgün işlemesinde kesinlikle hayati önem taşımaktaydı. | TED | بلوغ الرشد في تلك الأيام أثبت حقيقة مفهوم أن التدفق الحر للمعلومات أمر حيوي للغاية لمجتمع حُرّ وديناميكي ليعمل بصورة صحيحة. |
Böylece herkesin özellikle de siyahi insanların başarılı olduğu bir toplum oluşturabiliriz. | TED | هذه هي طريقة بنائنا لمجتمع حيث يستطيع كل شخص، وخصوصًا الشباب السود، الازدهار. |
Bunların hiçbiri GSYİH istatistiklerinde yok ama sağlıklı ve mutlu bir toplum için her biri temel. | TED | ولم تتضمن إحصائيات الناتج المحلي الإجمالي أياً من هذه المؤشرات بيد أنها جميعها مؤشرات أساسية لمجتمع صحي وسعيد. |
Ve bu mesaj gerçekten de bugünkü toplum için çok değerli. | TED | وتلك الرسالة ، بكل صراحة ، مفيدة لمجتمع اليوم. |
Tıpkı bir topluluk resmi gibi. Değil mi? | Open Subtitles | انها مثل ألبوم صور لمجتمع ما اكل شيئ جيد ؟ |
Irksal birlik olma görüşü yoktur, daha iyi bir topluluk olma hayali yoktur. | Open Subtitles | ليسوا بحاجة لرؤية أو وحدة لا أحلام لمجتمع أفضل |
Onaylanmamış çiftlerin çocukları gemideki topluluk için bir yük durumda. | Open Subtitles | والأطفال المولودون من زوج غير مصرح له يمثّلون عائقاً لمجتمع المركبة |
Ordu Tarihi Derneği'ni ziyaret etmek için para bile ödedim. | Open Subtitles | لقد قمت حتى بزياره لمجتمع الجيش التاريخى. |
Frank'in ailesi çiçek yerine Amerikan Kanser Derneği'ne bağış yapılmasını istedi. | Open Subtitles | عائلة (فرانك) طلبت أنه بمكان الأزهار يكون هناك تبرع لمجتمع السرطان الأمريكي. |
Böylece seni Rio sosyetesine tanıtabilir mesela gelecek hafta? | Open Subtitles | حتى يتسنى له تقديم عروسه لمجتمع (ريو) بالأسبوع المقبل؟ |
Pazar okulu kilise topluluğu için birşeydi. | Open Subtitles | لحصة يوم الأحد المدرسية و لمجتمع الكنيسة |
Diğer politikacıların hiçbiri asla bizim tarafımızda olmamıştı ve bu durum gey topluluğu için çok büyük bir anlam ifade ediyor. | Open Subtitles | لم يتخذ أحد السياسين الآخرين موقفاً أبداً وهذا يعني الكثير لمجتمع الشواذ |
Bütün ALS toplumu için şişelenmiş umuttu. | TED | كان ذلك الأمل الوحيد لمجتمع مرض الـ ALS |