Eğer yatırımcılar geri çekilirse, karar Belediye Meclisine kalacak. | Open Subtitles | لو خسر مستثمريه يعود التصويت لمجلس المدينة |
Eğer yatırımcılar geri çekilirse, karar Belediye Meclisine kalacak. | Open Subtitles | لو فقد المستثمرين يعود التصويت لمجلس المدينة |
İşte biz de bu akşam üzeri Belediyeye gidip evlenmeye karar verdik ve düğünü de Howard dönünce yapacağız. | Open Subtitles | لذا على أي حال ، لقد قررنا أن نذهب لمجلس المدينة في ما بعد هذه الظهيرة نتزوج ، وسوف نقيم حفل "الإستقبال حين يعود "هاورد |
- Belediyeye doğru gidiyor. | Open Subtitles | فى طريقه لمجلس المدينة |
Yani, ne olacaktı? Aslında bir Şehir Meclisi ve mahalle seçmenlerine bir sunum vermek zorunda kaldım. Pittsburgh'a gittim ve dedim ki, "Biliyor musunuz, burada gerçekten şehrin merkezinden mahalleyi ayıran alt geçitleriniz var. | TED | لذا كان علي أن أقدم عرضا تقديميا لمجلس المدينة وبلديات الحي ذهبت إلى بيتسبيرغ وقلت: هل تعلمون أن لديكم هنا الكثير من الممرات السفلية للسيارات؟ التي تفصل الحي عن مركز المدينة |
6 Eylül'de Komünist odaklı göstericiler, Doğu Berlin'de Şehir Meclisi oturumunda toplandılar. | Open Subtitles | في السادس من أيلول/سبتمبر التقى قادة الناشطون الإشتراكيون في اجتماع شامل لمجلس المدينة في شرق برلين |
Hey, birden popüler oldum. Belki şehir konseyine adaylığımı koyarım. | Open Subtitles | فجأة أصبحت مشهوراً، ربما أقوم بترشيح نفسي لمجلس المدينة |
Ben sadece Belediye Meclisine girmeye çalışan bir adamım. | Open Subtitles | انا مجرد رجل يترشح لمجلس المدينة |
Eğer Hale üçüncü ayın sonuna kadar yatırımcıları sağlama almazsa kamusallaştırma kararı tekrar Belediye Meclisine gidecek. | Open Subtitles | حسناَ لو لم يحسم " هيل " موضوع المستثمرين بنهاية الفصل تصويت النطاق الشاسع سيعود لمجلس المدينة |
Ben Claire Warren, ve Belediye Meclisine adayım. | Open Subtitles | أنا كلير وارن؛ أنا مرشحة لمجلس المدينة |
Ben Claire Warren, ve Belediye Meclisine adayım. | Open Subtitles | أنا كلير وارن؛ أنا مرشحة لمجلس المدينة |
Ben Claire Warren, ve Belediye Meclisine adayım. | Open Subtitles | أنا كلير وارن؛ أنا مرشحة لمجلس المدينة |
Bak, sana yeterince teşekkür edemedim. Duane! Belediyeye lütfen. | Open Subtitles | لا استطيع ان اشكرك كفاية دوين) توجه لمجلس المدينة) |
Biz de "Belediyeye hallettirin." dedik. | Open Subtitles | وأخبرناه، "أجل، فلتأخذه لمجلس المدينة". |
Acil durum şefine yakınım. Thea, sen Belediyeye git. | Open Subtitles | إنّي الأقرب لرئيس خدمات الطوارئ، (ثيا)، اذهبي لمجلس المدينة. |
Chang, Şehir Meclisi için yapacağın PowerPoint sunumu nasıl gidiyor? | Open Subtitles | تشانج) هل عرض البوربوينت الذي) ستقدمه لمجلس المدينة جاهز ؟ |
2001’in yazında, yakın zamanda seçilen Şehir Meclisi başkanı Cathy Woolard ile bağlantı kurduk. | TED | في صيف عام 2001، تواصلنا مع (كاثي وولارد)، التي انتخبت بعدها رئيسة لمجلس المدينة. |
Şehir Meclisi haberimle yöresel Emmy ödülünü kazandım. | Open Subtitles | فزت بجائزة (إيمي) محلية لتغطيتي لمجلس المدينة |
Hartford, yakında Şehir Meclisi için adaylığını açıklayacak. | Open Subtitles | هارتفورد) على وشك إعلان ترشيحه) لمجلس المدينة |
Anderson Global Mülkleri bir hafta içinde projeyi şehir konseyine sunacak. | Open Subtitles | شركة (أندرسون) ستقدم المشروع لمجلس المدينة خلال أسبوع |
şehir konseyine seçilmiş Mel BURKE ile çalıştım. | Open Subtitles | لقد جعلت (ميل بورك) تترشح لمجلس المدينة |