O gün, kendi vücudumda onun varlığını somutlaştırdım; kızgın güneşte neredeyse Dört saat boyunca dikildim. | TED | في ذلك اليوم، لقد جسدت وجودها بإستخدام جسدي، بينما أقف في الشمس الحارقة لمدة أربع ساعات تقريبا. |
Dört saat daha bu uçağın içindeyiz, o yüzden tadını çıkarın. | Open Subtitles | لأنك لن تذهب إلى أي مكان نحن عالقون في هذه العاهرة لمدة أربع ساعات قادمة |
Bunun başına oturunca... en az Dört saat kalkamıyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن ألعب هذه اللعبة لمدة أربع ساعات متواصلة |
Dört saattir bunun polimeraz zincirleme tepkimesi araştırılıyor. | Open Subtitles | هذا سيدخل في عملية "تفاعل بوليميريز متسلسل كمي" لمدة أربع ساعات |
Bayanlar ve baylar hanımlar, beyler Dört saattir oynuyoruz. | Open Subtitles | سيداتى, سادتى... حالياً نكون قد لعبنا لمدة أربع ساعات... . |
Seni monitöre bağlayıp Dört saat kadar izleriz. | Open Subtitles | سوف نضعك تحت أجهزة المراقبة ونبقيك تحت الملاحظة لمدة أربع ساعات |
Dört saat boyunca yanmış olmasının imkânı yok. | Open Subtitles | لذا من المستحيل أنها كانت في ذلك الحريق لمدة أربع ساعات |
Öğleden sonra Dört saat boyunca Dedektif Bell'in evindeydik. | Open Subtitles | كنا في المخبر شقة بيل لمدة أربع ساعات بعد ظهر اليوم. |
Gel sen Dört saat boyunca hendek kaz, sonra gelip daha zor mu söyle. | Open Subtitles | كنت حفر حفرة لمدة أربع ساعات ويقول لنا إذا كان عملك هو أصعب. |
Her sabah Dört saat uyuyup günün geri kalanında çalıştık, sivrisinekleri sınıflandırdık, tanımlayıp kafalarını kopardık. Böylece laboratuvarda analiz edilip ağzından alınan kanda sıtma paraziti taşıyanlar tespit edilebilecekti. | TED | كنا ننام لمدة أربع ساعات كل صباح ونعمل لبقية اليوم، في فرز البعوض وتحديد أنواعهم وقطع رؤوسهم بحيث يمكننا تحليلهم في المختبر للتحقق مما إذا كانت تحمل طفيليات الملاريا في أجزاء فمهم. |
İlmeklerden kurtulmuş olabiliriz ama ben yinede siyah çocukları öldürüp vücutlarını Dört saat boyunca güneşin altında bırakmaya linç etmek diyorum. | TED | لذلك، ربما قد تخلصنا من عُقدة حبل المشنقة، لكنني لا أزال أعتبره أنه إعدام عندما يقتلون الفتيان السود ويتركون أجسادهم لمدة أربع ساعات في الشمس. |
Denediğim son doz onu Dört saat kendinden geçirdi. | Open Subtitles | # اه، أنا فى حالة حب آخر جرعة من الحبوب المنومة تمكنت من أن تبقيها نائمة لمدة أربع ساعات |
Roma Havaalanında Dört saat bekledim. | Open Subtitles | انتظرت في مطار روما لمدة أربع ساعات. |
Evet ama sizde etkisi iki saat sürdü Freddy'dekilerde Dört saat. | Open Subtitles | أجل، لكنّك أصبت لمدة ساعتين والأشخاص من مصحة "فريدي" لمدة أربع ساعات |
Dört saat çalışmam lazım. | Open Subtitles | يجب ان احفر لمدة أربع ساعات. |
Dört saat süren operasyonla hayatı kurtarılan Tracy Hooper 9 yaşındaki bir kazazedeydi... | Open Subtitles | مُنحت (تريسي هوبر) كبد ضحية حادث بعمر تسع سنوات في عملية جراحيّة لمدة أربع ساعات |
- Evet. Zaten Dört saattir kayıp. | Open Subtitles | نعم، لقد تم يرحل لمدة أربع ساعات . |