Sen... Sen benim şans tılsımımsın. Bu olayda yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أما أنت, يا قلادتي الجالبة للحظ, أحتاج لمساعدتكِ في هذا الأمر |
Bunu sensiz yapamam. yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | لا يمكننى فعل ذلك بدونكِ أحتاج لمساعدتكِ |
- Dişi aslan olayını takdir ediyorum ama senin yardımına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | محاضرة اللبوة التي تدور هنا, لكنّي لست بحاجة لمساعدتكِ |
Ben Patrick Jane. Katili yakalamamıza çok az kaldı fakat onu haklamamız için Yardımın gerekiyor. | Open Subtitles | نحن على وشك القبض على القاتل، ولكن سنحتاج لمساعدتكِ لكي لا يهرب. |
Bayan, sizi çağırdım çünkü yardımınıza ihtiyacım var. | Open Subtitles | لقد طلبتكِ هنا، يا آنسة، لأنَّني بحاجة لمساعدتكِ |
Sana yardım etmek için hiç bir şey yapmadım. Sadece kendimi düşündüm | Open Subtitles | .لم أفعل أيّ شيئ لمساعدتكِ لقد كنتُ أفكّر في نفسي فقط |
Görünüşe göre, sana yardım etmek için buraya gönderilme nedenim senin özel bir neden için var olduğunu görmene yardımcı olmakmış. | Open Subtitles | من الواضح ، أن هذا هو السبب في إرسالي لمساعدتكِ وهو مساعدتكِ لتري أن حياتكِ تعني شيئاً مميز |
Zor olduğunu biliyorum ama gerçekten yardımına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أعلم أنّه أمر صعب، ولكنّنا في الحقيقة بحاجة لمساعدتكِ |
Seni öldüremem, Roxie. yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | لا أستطيع بأن أقتلكِ روكسي أحتاج لمساعدتكِ |
Bu işi bitirebiliriz ama yardımına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | يمكننا وضع حدّ لهذا، ولكننا نحتاج لمساعدتكِ |
Bu işi yoluna koymak için yardımına ihtiyacım var. Buradaki insanlar sana güveniyor, içini açıyor. | Open Subtitles | أحتاج لمساعدتكِ لتسوية الأمر الناس هنا يعتمدون عليّكِ، يثقون بكِ |
Zor olduğunu biliyorum ama gerçekten yardımına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أعلم أنّه أمر صعب، ولكنّنا في الحقيقة بحاجة لمساعدتكِ |
Anne, çok çok üzgünüm ama başımı biraz belaya soktum ve yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أمّي، أنا آسفةٌ جداً. لكنّي ألقيت نفسي ببعض التاعب وأنا بحاجة لمساعدتكِ. |
Ödeştiğimizi söyledik biliyorum ama, hala yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أعلم أننا قلنا أننا متعادلين، ولكن أنا بحاجه لمساعدتكِ. |
Sürekli yardımına ihtiyacım yok benim anladın mı? | Open Subtitles | أنني لست بحاجة لمساعدتكِ طوال الوقت، إتفقنا؟ |
Sürekli yardımına ihtiyacım yok benim anladın mı? | Open Subtitles | أنني لست بحاجة لمساعدتكِ طوال الوقت، إتفقنا؟ |
Ben Patrick Jane. Katili yakalamamıza çok az kaldı fakat onu haklamamız için Yardımın gerekiyor. | Open Subtitles | نحن على وشك القبض على القاتل، ولكن سنحتاج لمساعدتكِ لكي لا يهرب. |
Tatlım, bu paketi yok etmek için Yardımın lazım. | Open Subtitles | سأحتاج لمساعدتكِ للتخلص من هذا الطرد |
Ama gizli sorunuza gelince, evet, dedektif. yardımınıza ihtiyacım var. | Open Subtitles | لكن، أجل أيّتها المحقّقة، أجابةً على سؤالك، أحتاجُ لمساعدتكِ. |
Ama bu yüzden Eskiler beni sana yardım etmek için gönderdi. | Open Subtitles | لكن هذا هو السبب الذي جعل الشيوخ ترسلني إليكِ لمساعدتكِ. |
Sana uyuman için yardımcı olacak bir şey vereceğim ve senin durumunu izleyeceğiz. | Open Subtitles | سأعطيك شيئاً لمساعدتكِ على النوم وسنقوم برصد حالتكِ بعد ذلك , نأمل أن تستيقظي في الصباح منتعشة |
Ne yazık ki, yardıma gelmediler diye Tanrılar suçlanamaz. | Open Subtitles | لسوء الحظ , الألهة لا يمكن لومها لعدم هُبوبها لمساعدتكِ |
Bunu kabul etmek zor biliyorum ama, yardımınız gerekiyor. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يصعُب تقبله، ولكننا بحاجة لمساعدتكِ. |
Aslında, geç kaldım. Gitmeliyim. yardım için sağolun. | Open Subtitles | في الحقيقة , أنا متأخرة يجب أن أذهب , شكراً لمساعدتكِ |
- Hayır, gelmedin. - Anlamana yardım etmeye geldim. | Open Subtitles | ـ كلا، لم تفعل ـ لمساعدتكِ في فهم ما يجري |
Onu aramamda Yardım ettiğin için sağol. Barınağının oraya bakacağım, büyük ihtimalle oradadır. | Open Subtitles | شكرًا لمساعدتكِ لي بالبحث عنها سأتفقد بيتها ، لابد وأنها هناك |
Size yardım edebilmek için elimden gelen herşeyi yaptım, lütfen. | Open Subtitles | لقد فعلت كل شىء يمكننى فعله لمساعدتكِ. أرجوكِ |
Pekala, tamam. Her zamanki gibi yardımların için teşekkürler. | Open Subtitles | صحيح , حسناً , كالعادة , شكراً لكِ لمساعدتكِ . |