| Jason ve Lizzie'yi bulmak için yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنت بحاجة لمساعدتك في العثور على جايسون ليزي |
| Sabah bana bir teslimatta yardım etmen gerekecek. | Open Subtitles | سأحتاج لمساعدتك في الصباح لتساعديني في التوصيل |
| Noel ruhunu geri kazanmana yardım edecek bir şey yapmak istediler. | Open Subtitles | أرادوا أن يعملوا شيئاً لمساعدتك في إستعادة روح عيد الميلاد |
| Alttaki siyah saçlar için yardımın gerekli. Ben ulaşamıyorum. | Open Subtitles | أحتاج لمساعدتك في إزالة شعر اسفل ظهري، لا يمكنني بلوغه |
| Zannedersem vizelerine yardım etmeye gelmemiş. | Open Subtitles | أظنها لم تأت لمساعدتك في امتحانات ربع العام. |
| Macerana yardım etmek için her zamanki gibi elimizden geleni yapacağımızı biliyordun. | Open Subtitles | علمت أننا سنفعل كل ما بوسعنا لمساعدتك في مغامرتك، دائمًا نفعل ذلك |
| Keşke Kentucky'e ziyaretine gelip çalışmalarında sana yardım edebilseydim. | Open Subtitles | أتمنى لو أستطيع زيارتك في كنتاكي لمساعدتك في عملك |
| Sadece selamlaşma becerine yardımcı olmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا مجرد محاولة لمساعدتك في مهارات التحية الخاصة بك. |
| Mercia tahtını ele geçirmenize yardımcı olmaları için paralı asker olarak ta bazı Kuzeylileri tutmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أستخدم بعض الشماليين كمرتزقة (لمساعدتك في الحصول على عرش (مرسيا |
| Bu toplantıyı ayarlamamda yardım ettiğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً لك لمساعدتك في ترتيب هذا الأجتماع |
| Hayır, el ilanlarını dağıtman için yardımına ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | هذا ليس صحيحاً كنت بحاجة لمساعدتك في توزيع تلك المنشورات |
| Garaj satışı için yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا بحاجه لمساعدتك في مزاد الأغراض |
| Bir şeyi almam için yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج لمساعدتك في أسترجاع شئ ما |
| - Onu bulmama yardım etmen lâzım. - Meşgulüm. | Open Subtitles | أحتاج لمساعدتك في إيجادها مشغولة |
| - yardım etmen lazım. - Tabi ki. | Open Subtitles | و سأحتاج لمساعدتك في فستان الزفاف - بالطبع - |
| Elbette, bu konuda size yardım edecek birini göndereyim. | Open Subtitles | بالتأكيد، سوف أحضر شخص لمساعدتك في إختيار الزي |
| Elbette, bu konuda size yardım edecek birini göndereyim. | Open Subtitles | بالتأكيد، سوف أحضر شخص لمساعدتك في إختيار الزي |
| Şimdi Tobby, eğer yürüyemiyorsa taşımak için yardımın lazım olacak. | Open Subtitles | (توبي)، سأحتاج لمساعدتك في حمله إن كان لا يستطيع المشي. |
| Pekâlâ, Hardison, seni bulabilmemiz için yardımın gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً يا (هارديسون)، إسمع نحتاج لمساعدتك في التتبّع |
| Estetik işinin sağlam kalmasına yardım etmeye geldim. | Open Subtitles | جئت لمساعدتك في الحفاظ على كل عمليات التجميل التي أجريتها |
| Estetik işinin sağlam kalmasına yardım etmeye geldim. | Open Subtitles | جئت لمساعدتك في الحفاظ على كل عمليات التجميل التي أجريتها |
| Şanslısın ki, toparlamana yardım etmek için hala buradaydım. | Open Subtitles | أنت محظوظاً ببقائي هنا لمساعدتك في تركيب هذا |
| Belki üniversite hastanesi kadar büyük olmaz ama sana yardım etmek için sıkı çalışırım. | Open Subtitles | ليس كبير كمستشفي الجامعة لكني سأعمل بجد جدا لمساعدتك في عملك |
| Polisten kaçman için sana yardım edemem. | Open Subtitles | لا أستطيع فعل شيء لمساعدتك في الهرب من الشرطة |
| Sana krizinde yardımcı olmaya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لمساعدتك في أزمتك |
| Mercia tahtını ele geçirmenize yardımcı olmaları için paralı asker olarak ta bazı Kuzeylileri tutmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أستخدم بعض الشماليين كمرتزقة (لمساعدتك في الحصول على عرش (مرسيا |
| Hey, amcanın cenazesine yardım ettiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لمساعدتك في جنازة عمي. |
| Yeni yolculuğunda yardımcı olması için dış dünyadan birini getirtebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك ان تجلب اى شخص من الخارج لمساعدتك في رحلتك |