Bilmeni isterim ki yaptığım her şeyin ülkemin iyiliği için olduğuna beni inandırmışlardı. | Open Subtitles | أريدكَ أن تعلمَ أنّ كلّ ما فعلتُه، كان لاعتقادي أنّه لمصلحةِ البلاد. |
Avukatlar para dilenmezler özellikle de kendi işini bile batıran bir beceriksiz için. | Open Subtitles | المحامون لا يَستجدونَ من اجل المال خصوصاً لمصلحةِ رجل غبي جداً لإدارة تمويلاتِه الخاصةِ |
Çocuğun iyiliği için inanç sistemine yaklaşımında dikkatli ol. | Open Subtitles | لمصلحةِ الصبيّ، كوني حذرةً في التعامل مع منظومةِ اعتقاداته. |
İki saat önce savunma taşeronu ADRD, donanma için bir güdümlü roket testi yaptı. | Open Subtitles | لقد أجرى مُتعاقِدُ الدفاعِ قُبيلَ ساعتينِ عمليّةَ إختبارٍ لصاروخٍ توجيهيٍّ لمصلحةِ البحرية |
- Merhaba. Kim için çalışıyorum demiştiniz? | Open Subtitles | مرحباً, فلتذكرانني لمصلحةِ من تعملان؟ |
Sizin gizli tuttuklarınız ülkenin güvenliği için. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}ما كتمتَه من أسرارٍ كان لمصلحةِ هذا البلد |
Jake için en doğru olanı yaptım. | Open Subtitles | (لقد فعلتُ الأفضل لمصلحةِ (جايك |
Jake için en doğrusunu yaptım. | Open Subtitles | (فعلتُ الأفضلَ لمصلحةِ (جايك |
En azından Jake'in iyiliği için. | Open Subtitles | هذا لمصلحةِ (جايك) فقط |