Kötü bir yanığı iyileştirmek için ne kullanırdınız? | Open Subtitles | إذن ماذا تستخدمين لمعالجة الحروق الملتهبة؟ |
Eğer arkadaşının benimle çıkmasından rahatsız olduysan bunu halletmenin yolları her zaman vardır. | Open Subtitles | اذا لن تكونى مرتاحة أن صديقك يخرج معى هناك طرق دائما لمعالجة هذا |
Peter bu araştırmaya katılanlara frengilerini tedavi etmek için penisilin verilmediğini fark etti. | TED | وما لاحظه بيتر أن المشاركين في الدراسة لم يُعطوا البنسلين لمعالجة مرض الزهري |
Görünüşe göre bunu düzeltmek için Haven'a dönüp Jeffrey'le konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يبدو أننا بحاجة للذهاب الى هايفن لمعالجة هذا التحدث الى جيفري |
Bunu sana söylüyorum çünkü bunu düzeltmenin bir yolu olabilir-- tazminat ödemek gibi. | Open Subtitles | أخبرك بهذا لأنّه قد يكون هناك وسيلة أخرى لمعالجة الأمر كالقيام بغرامة |
gerisi din, yüksek öğretim ve hastanelere. ve 60 milyar ABD Doları sözünü ettiğimiz dev sorunları çözmek için yeterli değil. | TED | الباقي يذهب الى الدين و التعليم العالي و المستشفيات تلك ال 60 مليون دولار لا تقترب ان تكفي لمعالجة تلك المشاكل |
- Eskiden irtifa hastalığını tedavide kullanılırdı. - Ve horlayan fahişelerde. | Open Subtitles | يستخدم لمعالجة الامراض الخطيرة ويشمها الداعرون |
Hastalarının tedavisinde gereken tüm malzemeleri stokladı. | TED | لقد تزوّدت جيّدًا بالأساسيات التي تحتاجها لمعالجة مرضاها. |
Hastaneye geri dönmek için sabırsızlanıyor musun, bir şeyleri halletmek için? | Open Subtitles | ألا يمكنك الانتظار لكي تعود إلى المستشفى العودة لمعالجة الأشياء؟ |
Nasırlarını iyileştirmek için morfin lâzım olacak bana derialtı şırıngası, kükürt merhemi tuvalet ispirtosu, neosalvarsan da. | Open Subtitles | لمعالجة إصابتك، سأحتاج للمورفين للحقن تحت الجلد مراهم الكبريت، الكحول الطبي |
Eğer NTAC da çalışıyor olsaydım kayıp 4400leri bulmak biraz daha az zaman harcar ve elimde olanları iyileştirmek için daha fazla çaba sarfederdim. | Open Subtitles | لو كنت اعمل في الامن الداخلي كنت سأستغل الوقت في البحث عن الـ 4400 المفقودين و وقت آخر لمعالجة الآخرين الذي لدي |
Bakın, bu işi halletmenin sadece bir yolu var. | Open Subtitles | أسمع , هناك طريقة واحدة لمعالجة هذا الأمر |
Benim rahatsızlığımı tedavi etmek için dışarıda yeterince iyi ganimet var. | Open Subtitles | أوه يا صاح، هناك غنيمة كافية جدا ً لمعالجة ما يمرضني |
Bu durumu düzeltmek için buradayım. | Open Subtitles | في دورة الألعاب العسكرية وأنا هنا لمعالجة هذا |
Bunu düzeltmenin bir yolu vardır. | Open Subtitles | لا بدّ أنّ هناك طريقة لمعالجة ذلك. |
Artık dünyadaki sorunları bildiğimize göre, sizinki gibi insan beyinleri onları çözmek için yükseliyor. | TED | الآن نعرف ما هي المشاكل حول العالم، العقول البشرية مثلكم في تنامي لمعالجة تلك المشاكل. |
- Adı Korteksin. Ansefalopatiyi tedavide kullanılıyor. Beyinde oluşan bir kan hastalığı. | Open Subtitles | ،يستخدم لمعالجة اعتلال الدماغ أمراض الدم في الدماغ |
Hücre mühendisliğine başlarken, arterit hastalığı tedavisinde kullanılan maddeleri de içeren, en iyi 10 eczacılık ürünü dışında, 8 ürün üretiyorduk. Bir numara olanı ve en çok satan ilaç, Humira. | TED | و عن طريق هندسة الخلايا لقد قمنا بإنتاج ثمانية من أصل أفضل عشر منتجات صيدلانية من ضمنها الدواء الذي تستخدمه لمعالجة التهاب المفاتصل الذي هو الدواء رقم واحد الأكثر مبيعا, هيوميرا |
halletmek için bunun doğru yöntem olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | فقط لا أعتقد بأن هذه هي الطريقة المناسبة لمعالجة الأمر |
Şimdilik hafıza sorunlarını düzeltecek teknolojimiz yok.Üzgünüm. | Open Subtitles | ليس لدينا التقنيه حتى الان لمعالجة محو الذاكره ، انا اسف |
Şimdi aynı yaklaşımı yaşlanmadaki problemleri ele almak için de kullanabilirsiniz. | TED | الآن يمكنك أيضا أن تتخذ نفس النهج لمعالجة المشاكل في الشيخوخة. |
İnsanlarda, bu lens havadaki ışık dalgalarını işlemek için kıvrımlıdır. | TED | في الإنسان، تكون هذه العدسة منحنية لمعالجة الموجات الضوئية التي تنتقل عبر الهواء. |
yenidoğan hastalıklarının tedavisi için inanılmaz bazı teknolojiler geliştirdiler. | TED | لقد صنعوا تقنيات رائعة لمعالجة أمراض حديثي الولادة. |
Bir başvuruyu işleme koymanız gerçekten çok uzun zaman aldı. | Open Subtitles | تأكدوا من الحصول على وقت كافى لمعالجة الموقف |