Ama ülkeyi terk etmek zorunda kalacaktık ve tüm ailemi düşünmeliydim. | Open Subtitles | لكننا سنضطر لمغادرة البلاد و كان علي ان افكر بعائلتي كلها |
Ayrıca resmi tatil bitene kadar ülkeyi terk etmek zorunda da değilim yani elimizde hala bir yılbaşımız var. | Open Subtitles | وأنا لم يكن لديك فعلا لمغادرة البلاد حتى بعد عطلة الاعياد، لذلك نحن لا تزال لديها رأس السنة الجديدة. |
ülkeyi terk etmek için bir yol arıyor olabilir. | Open Subtitles | ربما هو يسعى لأيجاد طريقة لمغادرة البلاد. |
Bugün ülkeden ayrılmayı planlıyormuş. | Open Subtitles | كان يخطط لمغادرة البلاد اليوم |
Belki de THRUsight'la birlikte ülkeden ayrılmayı planlıyordu. | Open Subtitles | ربما كانت تخطط لمغادرة البلاد و (ثروسايت) بحوزتها |
Öyle güzel iş çıkardı ki, adam ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | قام بعمل جيد لدرجة أنه إضطر لمغادرة البلاد |
Onlara ülkeyi terk etmek için yaptıkları tüm planlarını iptal etmeleri söylensin. | Open Subtitles | أخبرهم أن يلغوا أي خطط لمغادرة البلاد |
ülkeyi terk etmek için iki saati var. | Open Subtitles | و أمامه ساعتان لمغادرة البلاد |
Sana ülkeyi terk etmek için 24 saat veriyorlar. | Open Subtitles | منحوك 24 ساعة لمغادرة البلاد |