"لمكان حيث" - Traduction Arabe en Turc

    • yere
        
    Boğuştuğum onca sorunun arasında, özgür kalabileceğim bir yere ihtiyacım vardı. Open Subtitles ومع كل الهراء الحاصل في حياتي احتجت لمكان حيث أكون حرة
    Sapıkların hoş karşılandığı bir yere taşınmalıyım. Open Subtitles عليّ أن أنتقل لمكان حيث يكون المنحرفون مرَحًّب بهم
    Onu, güvende olacağını düşündüğü bir yere götürdü. Open Subtitles هي قامت بدفعها لمكان حيث اعتقدت أنها ستكون بأمان
    Herhangi bir yere git. Neresi olursa olsun, uzay bile olur. Anlarsın, git ağaçlara bak. Open Subtitles لنذهب لمكان حيث يمكننا الحصول على بعض الفسحة
    Evet, dinle, akşam yemeği istersen, seni bir yere götürürüm, orada oturmak zorunda olmazsın, dediğimi anlıyor musun? Open Subtitles إذا رغبت الذهاب للعشاء سآخذك لمكان حيث لا عليك أن تجلس على طاولة أتفهم قصدي؟
    Onları, ellerini ve ayaklarını bağladığı bir yere götürüyor sonra da cesetleri atmadan önce boğazlarını kesiyor. Open Subtitles يأخذهنّ لمكان حيث يوثق أيديهنّ وأقدامهنّ بسلك. وبعدها يقطع حلقهنّ قبل أن يرمي جثثهنّ.
    Benim gibi birisinin takılacağı bir yere bulmalıyım. Open Subtitles أريد الذهاب لمكان حيث يمكن لأمثالي أن يتواجدوا
    Onu artık tehlike teşkil etmeyeceği bir yere götürmek istiyoruz. Open Subtitles نحن لا نريد أذيته، نريد فقط إحضاره لمكان حيث لن يشكل خطر لأحد
    Kusura bakmayın ama insanların robotlarla seviştiği bir yere geleyim diye bu ülke için savaşmadım. Open Subtitles انا اسف,حسنا ولكني لم اقاتل من اجل بلدنا لكي ارجع لمكان حيث ينام الناس فيه مع روبوت
    İkincisi de, kimse hiç beher kabı olmayan bir yere gitmek için bir sürü beher kabı olan bir yeri terk etmez. Open Subtitles وثانيا , لا أحد سيترك المكان حيث هناك المئات من الكؤوس لمكان حيث هناك صفر من الكؤوس
    Bence zombilerin bize ulaşamayacağı çok uzak bir yere gitmeliyiz. Open Subtitles اعتقد بأنه يجب ان نبتعد من هنا لمكان حيث لا يستطيع الزومبي الوصول إلينا
    O zaman en azından dizlerime kömür tozu bulaşmayacak bir yere gidelim. Open Subtitles على الأقل خذني لمكان حيث لا تتلطخ ركبتي بغبار الفحم
    İyiysen, devasa bir amcıktan limonata içebileceğin bir yere gidiyorsun. Open Subtitles ان كنت جيداً ، ستذهب لمكان حيث يمكنك شرب الليموناضة من فرجَّ عملاق
    Düşünün: NASA Apollo 11 misyonunu fırlatmadan önce, insanları patlayıcı yakıt tanklarının üstüne koyup kimsenin yardım edemeyeceği bir yere fırlattığında ters gidebilecek her şeyi sistematik olarak düşündüler. TED فكروا بالأمر: قبل أن تطلق ناسا مركبة أبولو 13، فكروا بطريقة منظمة بكل خطأ محتمل حدوثه عندما تضع أشخاصًا على رأس خزانات وقود متفجرة وترسلهم لمكان حيث لا يستطيع أحد مساعدتهم.
    Herşeyin çok ucuz olduğu bir yere gitti o. Open Subtitles لقد ذهبت لمكان حيث كل شي يكون رخيصا
    Çocukların beyinlerinin gelişebileceği bir yere ihtiyaç var. Open Subtitles العالم يحتاج لمكان حيث ينمو عقل الأطفال
    Yeniden hayal kurabileceğin bir yere. Open Subtitles لمكان حيث يمكنك به الحلم من جديد
    Bir yere ihtiyacım vardı dışarıda neler olduğunu öğrenemeyeceğim bir yere. Open Subtitles ...إحتجتُ لمكان . حيث لا أحتاج لمعرفة ماذا هناك ....
    Doğum günlerinin hâlâ bir şeyler ifade ettiği bir yere. Open Subtitles لمكان حيث أيام الميلاد تعني شيئاً
    Peki o zaman. Babanın olmadığı bir yere gidelim. Open Subtitles لا بأس، سنذهب لمكان حيث لا نرى أباكِ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus