"Söylentiye göre polis Cohen'in boşluğunu doldurmak isteyenleri caydırmak için ekip kurmuş. | Open Subtitles | أطلقت حملة استقبال عنيفة باتجاه المجرمين القادمين لملأ الفراغ الذي تركه ميكاي. |
İşte olay hayatındaki boşluğu doldurmak için içkiye ihtiyacın olmamasında cereyan ediyor. | Open Subtitles | ولكنّ ذلك بسبب أنّنا لسنا بحاجة للكحول لملأ الفجوة الفارغة في حياتك |
Bütün Cheapside'ı dolduracak kadar dayıları olsa da benim için fark etmez. | Open Subtitles | سيكون أمراْ مقبولا للغاية لو ان لديها ما يكفى من الأخوال لملأ الجزء الفقير من البلدة |
Birkaç kere görmüştüm ama kavanoz dolduracak kadar çoğunu görmemiştim. | Open Subtitles | رأيتها بضعة مرات لكن أبدا بما يكفي لملأ جرة مثل هذه |
Babanızın turnelerde olduğu zamanlarda, onun yokluğunu doldurmaya çalıştım. | Open Subtitles | بينما والدكم كان يرتحل دائما ، اضطررت لملأ مكانه |
Ve tabii ki biz doğaçlama bir şekilde o boşluğu fantezilerimizle doldurmaya çalışırız. | Open Subtitles | ونحن بالطبع نميل تلقائياً لملأ هذا الفراغ بأحلامنا وخيالاتنا عن الثراء والشخصية الإنسانية وما شابه |
Planlanmamış durma yok. benzin için durduğumuzda gidersin. | Open Subtitles | لا توقفات غير محددة يمكن ان تذهبوا عندما نتقوف لملأ الغاز |
Ama bu, bir boşluğu doldurmak içinse bırak hayatımı yaşayayım. | Open Subtitles | ،ولكن إن كانت هذه محاولة لملأ الفراغ دعني أعش حياتي |
Bir sürü sayfayı bu senaryonun yaptığı gibi ruh, düşünce ve duyguyla doldurmak istedim. | TED | كنت أرغب في محاولة لملأ الصفحات بنفس النوع من الروح والفكر والعاطفة التى قدمها هذا السيناريو. |
İçimdeki boşluğu doldurmak için onu kullanmak istemedim. | Open Subtitles | لم أرغب في استخدامه لملأ كل ما بداخلي من خواء |
Ama çok büyükler. Yani, çerçeveyi doldurmak için daha fazla metal lazım. | Open Subtitles | ولكن حجمهم كبير جداً ، أعنى أننا سنحتاج للمزيد من المعدن لملأ الإطار |
Banyo küvetini doldurmak ne kadar sürer? | Open Subtitles | ما هو الوقت المستغرق لملأ الحوض |
Yukarı bölüme çıkıp, kayıt evraklarını dolduracak ve Amerika Birleşik Devletleri'ne girişinizi yapacaksınız. | Open Subtitles | ستتوجهوا للأعلى لملأ أوراق الدخول للولايات المُتحدة |
Bir otobüs dolduracak kadar yiyecek bulmam lazım. | Open Subtitles | عليّ أن أجد ما يكفي من .طعام لملأ حافلة مدرسيّة .عُلم |
Her yıldız bir kum tanesi büyüklüğünde olsaydı, yalnızca Samanyolu 914'e 914 santimetrelik bir kumsalı 91 santimetre derinliğinde dolduracak kadar yıldız barındırırdı. | TED | لو كان كلّ نجم في حجم حبة رمل، فإنّ درب التبانة وحدها عندها عدد كافي من النّجوم لملأ شاطئ أبعاده 30 قدما و ذو عمق 3 أقدام بالرّمل. |
Senin kardeşim, Versay Sarayı'nın dolduracak kadar saçmalığın var. | Open Subtitles | و أنت يا أخي، لديك خرافات تكفي لملأ قصر (فيرساي) |
Sen ise, kardeşim, Versailles sarayını dolduracak kadar zırvalıyorsun. | Open Subtitles | لديك قلب و أنت يا أخي، لديك خرافات تكفي لملأ قصر (فيرساي) |
Dolayısıyla 10 dakikalık bir çalışma bu çiftçilerin sepetini doldurmaya yetiyor. | Open Subtitles | بكثرة ،حتى أن العمل لعشرة دقائق يكفي لملأ سلال المزارعين |
Bu evi temeline kadar doldurmaya yetecek alkollü içki alırız. | Open Subtitles | سنأتي بخمور تكفي لملأ سفينه |
Bu evi temeline kadar doldurmaya yetecek kadar likör alırız. | Open Subtitles | سنأتي بخمور تكفي لملأ سفينه |
O zaten sıradaydı, arabasına benzin almaya gitti. | Open Subtitles | كان في الصف خرج فقط لملأ سيارته بالبنزين |